Siz, arkadakiler... bu tarafa yaklaşın. | Open Subtitles | أنتمأيهاالناسفيالخلف.. أقتربوا إلى هذا الجانب. |
Ben bu tarafı kollayacağım. Sen çevreyi kontrol eder misin? | Open Subtitles | أنا سأغطى هذا الجانب هل يمكنك التحقق من المحيطين ؟ |
Onlar Ruanda'daki, maddi olarak, en değerli şeyler bu yüzden sınırın bu tarafında, onları korumak büyük bir başarı. | TED | إنهم في الواقع من أكبر صناع المال في رواندا، وعلي هذا الجانب من الحدود، يُعد الحفاظ عليها نجاحًا كبيرًا. |
İki kova su da şu tarafa memur. | Open Subtitles | جردلين الماء على هذا الجانب ايها العريف. |
Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
Stresin bu tarafını anlamak için bir hormondan, oksitosinden bahsetmemiz gerekiyor. Biliyorum ki oksitosinin olabildiğince reklamı yapıldı. | TED | لفهم هذا الجانب من الضغط، علينا التحدث عن هرمون هو أوكسيتوسين، واعلم بأن الأوكسيتوسين قد حصل |
Mason Dixon Line'un bu yakasındaki en güzel cevizli pastayı biz yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع افضل فطيرة جوز في هذا الجانب من طريق ماسون ديكسون. |
İşte odanın bu tarafındaki insanlarla diğer tarafındaki insanları bir araya getirmek bu kadar zor. | TED | هذه هي درجة صعوبة جمع أشخاص من هذا الجانب من الغرفة مع أشخاص من ذلك الجانب من الغرفة. |
İlk olarak bu tarafa, sonra da öbür tarafa. | Open Subtitles | مرة على هذا الجانب.. هكذا و مرة على الجانب الآخر.. هكذا |
Güneşin en parlak ışınları, Dünya'nın hep bu tarafını ısıtır ve aydınlatır ki az önce de tam bu tarafa döndü. | Open Subtitles | النور الساطع للشمس دائما ما يلقى بحرارته وضوءه على هذا الجانب من الأرض. والذى يستمر فقط بالدوران من حوله. |
Görebiliyor musun? Ben bu tarafa bakacağım. | Open Subtitles | هل ترى الجهة اليمنى انا سوف انظر لك من هذا الجانب |
- Henüz bana ateş etmediler ama. bu tarafı kuşattıklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لم يطلقوا النار علي بعد لا اعتقد أنهم يؤمّنون هذا الجانب |
Caddenin bu tarafı, öğleden sonra güneş almıyor. | Open Subtitles | هذا الجانب من الشارع لا يدخله شمس الظهيرة |
İletişim siz atmosferin bu tarafında gittiğiniz sürece devam edecek. | Open Subtitles | ستعمل الإتصالات طالما بقيتم على هذا الجانب من الغلاف الجوي |
Ama camın bu tarafında dururken, hiç de öyle gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لا يشعر مثل أن على هذا الجانب من الزجاج. |
Banka çalışanları bu tarafa geçsin! Geri kalanlar şu tarafa! | Open Subtitles | موظفوا البنك في هذا الجانب و البقية إلى هناك |
İşte sörfçü Sam'i davet ediyorum bu taraftan. Neredesin Sam? | TED | إذن، أستطيع أن أرحب بسام، راكب الأمواج، من هذا الجانب. أين أنت يا سام؟ |
Hayır. Ve ben de muhtemelen Daire Denizinin bu yakasındaki en kötü büyücüyüm. | Open Subtitles | لا، وأنا على الأرجح أسوأ ساحر في هذا الجانب من بحر الدائرة |
Şehrin bu tarafındaki tek motel hanımefendi. | Open Subtitles | هذا هو النزل الوحيد الذى لدينا فى هذا الجانب من المدينة يا سيدتى |
Sakladığın silaha erişirsek bankanın bu yanını emniyete alırız. | Open Subtitles | إن استطعنا الحصول على المسدّس الذي خبّأتَه، نكون قد غطّينا هذا الجانب من المصرف |
(Video) Adam: Bu daha iyi. Kadın: bu taraf daha iyi. | TED | الرجل: هذا أفضل بقليل. السيدة: هذا الجانب أفضل |
Kulenin o tarafı atletizm pistine bakıyordu, | Open Subtitles | هذا الجانب من البرج يطل على ساحة النشاط والرياضة |
Peki stresin Bu yönünü bilmeniz sizi nasıl daha sağlıklı yapacak? | TED | حسنا، كيف يمكن للتعرف على هذا الجانب من الضغط أن يجعلكم أكثر صحة؟ |
Çocuklar, ipin bu tarafına gelemezsiniz. | Open Subtitles | يا أطفال ، لا يمكنكم أن تأتوا من هذا الجانب من الحبل |
Ama eğer bu tarafta şöyle diyen biri varsa, "Endişeliyim, kaygılıyım moralim bozuk. | TED | ولكن إذا كان من هذا الجانب هناك شخص يقول: "أنا قلق، أنا حريص. |
Ben Bu taraftaki zilleri çalacağım,.. ...ve sen de diğer taraftakileri. | Open Subtitles | سأطرق أبواب هذا الجانب وأنت تول الجانب الآخر |