Dediğiniz gibi, Bu kalabalık, büyük bir kargaşa yaratıyorlardı,değil mi? | Open Subtitles | كما قلت هذا الحشد فعلوا الكثير من الضوضاء ؟ نعم |
Tamam, Bu kalabalık saklı grubun özel sihirli, yeni bir şey işitme korkusu olmadan canlı müzik heyecanını yaşamak üzere. | Open Subtitles | هذا الحشد على وشك تجربة سحر خاصّ لفرقة الأغاني المعادة التشويق والموسيقى الحيّة بدون الخوف من سماع أي شيء جدي |
Bu kalabalıktan hoşlanmadım. | Open Subtitles | أوه لا احب النظر إلى هذا الحشد |
Sizi burada görmek ne hoş! Bu kalabalıktan kaçmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ماذا تقول هل سنخسر كل هذا الحشد |
O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında, mideleri açlıktan kasıldığında, | Open Subtitles | هذا الحشد سيتبع موسى لداخل الصحراء اليوم لكن عندما تذبل عيونهم و تصبح حمراء بفعل الشمس و تتشقق شفاههم و تدمى من العطش |
Şu kalabalığa baktığımda bu insanların destekçilerim olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنظر إلى هذا الحشد المجتمع اليوم وأعرف أن هؤلاء ليسوا مؤيدي |
Ki bu da bende, katilin bu kalabalıkta olduğuna dair şüphe uyandırıyor. | Open Subtitles | ممّا يجعلني أتساءل لو كان يُمكن أن يكون قاتله ضمن هذا الحشد. |
Arabamı asla bu kalabalığın arasından geçiremeyeceğim. Merak etmeyin. | Open Subtitles | لن أتمكن من العبور بسيّارتي خلال هذا الحشد |
Evet Bu kalabalık ile oldukça iyi giderdi. | Open Subtitles | التي سوف تتجاوز جيد حقيقية مع هذا الحشد. |
Belki de Bu kalabalık tüm gün süremez dersiniz. | Open Subtitles | ربما تعتقد بأن هذا الحشد لا يمكنه المواصلة طوال اليوم |
Başına bela olacak Bu kalabalık sen istersen gidebilir. | Open Subtitles | كل ما في الأمر , هو أن هذا الحشد الغاضب و هذه المشكلة التي أنت واقع بها جميعهم قد يختفون |
Başına bela olacak Bu kalabalık sen istersen gidebilir. | Open Subtitles | كل ما في الأمر , هو أن هذا الحشد الغاضب و هذه المشكلة التي أنت واقع بها جميعهم قد يختفون |
Aaron, Bu kalabalık yüzünden, seni güçlükle duyabiliyorum. | Open Subtitles | أرون, أتعلم, بالكاد يمكن لي سماعك في هذا الحشد. |
- Satış mı? Bu kalabalıktan kimse bir şey almadı. | Open Subtitles | هذا الحشد لم يشتري أي شيء |
O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında mideleri açlıktan kasıldığında Musa ve onun Tanrı'sını lanetleyecekler. | Open Subtitles | هذا الحشد سيتبع موسى لداخل الصحراء اليوم لكن عندما تذبل عيونهم و تصبح حمراء بفعل الشمس و تتشقق شفاههم و تدمى من العطش |
Wanda, Şu kalabalığa bir bak! | Open Subtitles | (واندا)، لنحصل على مثل ما يحمله هذا الحشد |
Şu kalabalığa bak! | Open Subtitles | أنظر الي هذا الحشد |
Sen bitiremedin. Yoksa 40 ila 70 kişinin olduğu bu kalabalıkta beni farketmezdin. | Open Subtitles | والا لم تكن لتلحظني في هذا الحشد المكون من 40 الى 70 شخصا |
Çünkü bu kalabalıkta daha belirleyici konuşmalısın. | Open Subtitles | .. في هذا الحشد أنت يجب أن تكوني أكثر تعيينا. |
Bu adam bu kalabalığın içinde. | Open Subtitles | هذا الرجل في مكان ما وسط هذا الحشد. |