| O milyon dolarlık yaralıyı alalım ve bu lanet yerden gidelim. | Open Subtitles | وهى أصابة تجعل الواحد منهم مستحقاً لتعويض المليون دولار، وتخرجه من هذا المكان اللعين |
| Burası saçmalık. bu lanet yerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | هذا المكان قذر لقد سأمت من هذا المكان اللعين |
| bu lanet yerde ihtiyacı görecek kadar yeterli ot yok. | Open Subtitles | لا يوجَد ماريوانا كافيَة لتلبيَة الطلَب في هذا المكان اللعين |
| Yağmur durur durmaz buradan siktir olup gidiyoruz. | Open Subtitles | علينـا الخروج من هذا المكان اللعين عندمـا يتوقف المطـر. |
| Kendini kollarına bırakacaktır ve böylece biz de bu kahrolası yerden gidebiliriz. | Open Subtitles | ستقع بين ذراعيك, ويمكننا مغادرة هذا المكان اللعين |
| Bu uğursuz yerden gidiyoruz, acele et. | Open Subtitles | ستغادر هذا المكان اللعين إذن , أسرعي |
| Kanserin var seni hapisten kovup bu bok çukuruna koyuyorlar. | Open Subtitles | أنت مصاب بسرطان لعين لقد طردوك خارج السجن ووضعوك في هذا المكان اللعين |
| bu lanet yerden çıktığında torunlarına ve güzel şeylere odaklan. | Open Subtitles | واخرج من هذا المكان اللعين لكن حينما تخرج ركّز على أحفادك والأمور الجيدة |
| Birisi beni bu lanet yerden çıkarsın! | Open Subtitles | فليخرجني أحد من هذا المكان اللعين حالاً |
| Hadi bu lanet yerden çıkalım dostum. | Open Subtitles | لنخرج من هذا المكان اللعين يا أخي |
| Umarım bu lanet yerde birileri sadece sadece, neler olup bittiğini anlatır. | Open Subtitles | -شخصا ما في هذا المكان اللعين... .. -يجب أن يعطيني الحقيقة |
| Sadece en yakın arkadaşlarımdan birinin bu lanet yerde değer verdiğim son insanlardan birinin, gerçekten güvendiğim tek kişinin büyük melek olduğunu söyleme zahmetine girmedin. | Open Subtitles | أنتَ تستخف بي لِتقول أنها أحد أصدقائي المقربين، والوحيده من بين الناس حقاً التي تهمني في هذا المكان اللعين ألمرأه الوحيده التي اثق فيها... |
| Denedik. Eşyalarını al ve buradan siktir olup gidelim. | Open Subtitles | سنحاول, نأخذ الأغراض ونخرج من هذا المكان اللعين |
| Ben onu alırken sen aptal şeyi tut... ..ve buradan siktir olup gidelim. | Open Subtitles | فقط امسك الشيء الغبي ،بينما امسكها انا والنخرج من هذا المكان اللعين |
| buradan siktir olup gitmek vardı. | Open Subtitles | علينا ان نرحل من هذا المكان اللعين |
| bu kahrolası yerden gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لأرحل من هذا المكان اللعين. |
| Bazen bu kahrolası yerden nefret ediyorum, biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أكره هذا المكان اللعين أحياناً ,أتعرف |
| bu kahrolası yerden çıkmak istiyorum! | Open Subtitles | أريد فقط الخروج من هنا جميعنا نريد الخروج من هذا المكان اللعين ،حسنا |
| Bu uğursuz yerden gidiyoruz, acele et. | Open Subtitles | ستغادر هذا المكان اللعين إذن , أسرعي |
| Wyatt Earp neden bu bok çukuruna gelmeyi seçti? | Open Subtitles | لماذا إختار "وايت إيرب" الإستقرار في هذا المكان اللعين تحديداً |