Bu, inanç sayesinde kabul ettiğimiz bir model. Ve bu Sorun değil. | TED | إنه نموذج تقبلناه بكثير من الإيمان. و هذا حسن. |
Sorun değil. Sadece kendine bir sağdıç yada bunun gibi bir şey... | Open Subtitles | هذا حسن ، فقط اجلب لي بادج صغير مكتوب عليه احسن رجل او ما شابه |
Sorun değil, paket yaptıracağım. | Open Subtitles | هذا حسن لقد أردت فقط أن آخذ طلب |
Bu iyi. Çünkü size ikram edeceğim bir şey yok. | Open Subtitles | هذا حسن, لأنه لاشئ عندى لأقدمه |
Eminim öylesindir.Bu iyi. | Open Subtitles | اعلم انك تستطيع هذا حسن |
Sorun değil. Ne var, Bob? | Open Subtitles | حسنا هذا حسن ماذا لديك يخصني يا بوب؟ |
Sorun değil, şimdi bile senin havalı olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | هذا حسن, فأنا لا أعتقد بأنكَ ظريف الآن |
Hiç Sorun değil. Benim için büyük zevk. | Open Subtitles | هذا حسن ، سوف يسعدنى ذلك |
Sorun değil, Sorun değil. | Open Subtitles | هذا حسن هذا جيد |
Merak etme, Sorun değil. | Open Subtitles | لا تقلقي، كان هذا حسن |
Sorun değil! | Open Subtitles | هذا جيد هذا حسن |
Sorun değil! | Open Subtitles | هذا جيد هذا حسن |
Sorun değil, dostum. | Open Subtitles | .هذا حسن يا رجل |
Tabii tabii Sorun değil. Randevuyu alacağız. | Open Subtitles | لا هذا حسن سوف نأخذ الموعد |
- Hayır! - Sorun değil, beyler. | Open Subtitles | هذا حسن يا سادة |
Sorun değil. Çok gördüm böylesini. | Open Subtitles | هذا حسن, سبق وصادفونني |
Sorun değil Craig. | Open Subtitles | هذا حسن, "جريج". |
Sorun değil Craig. | Open Subtitles | هذا حسن, "جريج". |
Bu iyi, değil mi? | Open Subtitles | هذا حسن ، أليس كذلك ؟ |
Bu iyi. | Open Subtitles | هذا حسن |
- Hayır. - Bu iyi. | Open Subtitles | لا هذا حسن |