Bu tarafta sadece bizimki gibi çiftlikler var istasyona Bu taraftan gidebilirsin. | Open Subtitles | هناك مزارع أخرى مثلنا على هذا الطريق.. "هذا هو الطريق إلى المحطة." |
Bu taraftan mı? | Open Subtitles | هل هذا هو الطريق لشقي الخاص ؟ بالتأكيد كان علي ان افظل الذهب. |
Bu yol havaalanına gider. Şehirden ayrılıyor musunuz? | Open Subtitles | هذا هو الطريق إلى المطار، هل تغادر المدينة؟ |
Drokken Bu yoldan gidiyor. Enerjisi çok güçlü. | Open Subtitles | هذا هو الطريق, الموجات قوية إنه ليس بعيداَ |
Tek yol bu. Şansın varken kendini öldürmen gerektiğini düşüneceksin. | Open Subtitles | هذا هو الطريق الوحيد، ستتمنى ان تقتل نفسك فى اقرب فرصه |
İnsanlara söylemek zorundayız. Tek yolu bu. | Open Subtitles | علينا إظهار الأخبار للناس علانية هذا هو الطريق الوحيد |
Köye çıkan yol burası, efendim. Yaya olarak yaklaşık beş dakika sürüyor. | Open Subtitles | هذا هو الطريق للقرية يا سيدي قرابة خمسة دقائق سيراً على الأقدام |
Pekâlâ, nerede buluşuyorlarsa tek çıkış yolu orası. | Open Subtitles | حسنا أينما يكونوا مجتمعين هذا هو الطريق الوحيد لهم |
Hayır, büyükannesinin yaşadığı yer. Gelin. Sanırım Bu taraftan. | Open Subtitles | لا ,جدتها فقط كانت تعيش هنا هيا ,أعتقد أن هذا هو الطريق بيت جميل سيدة من المامبو؟ |
Bu taraftan batıya doğru gitmeliydik | Open Subtitles | هذا هو الطريق يقودنا الى الغرب هذا مانود أن نسلكه |
- Hayır. Bu taraftan. - Ama çiftlik bu tarafta. | Open Subtitles | لا ، من هذا الطريق - و لكن هذا هو الطريق للمزرعة - |
Bu taraftan gittiler diyorum. | Open Subtitles | أخبرتك أن هذا هو الطريق لقد ذهبوا من هنا. لاتتجادلمعي! |
Bu taraftan. Bize yolu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا هو الطريق انه يرشدنا الى الطريق |
Bu yol daha güvenli, o tarafa gidersen, Tangaballi'yi bulursun. | Open Subtitles | هذا هو الطريق الآمن من هذه الناحية ستجد تاناجابالي |
Neredeyse, dostum. Bu yol üzerinde ama hâlâ... | Open Subtitles | تقريباً، يا رجل، هذا هو الطريق لكنمازالعلينا.. |
Hayır, Bu yol atlarımızı son durdurduğumuz yer. | Open Subtitles | كلا، هذا هو... الطريق ذاته حيث أوقفنا جيادنا آخر مرة |
Bu yoldan olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أن هذا هو الطريق الصحيح ؟ |
Bu yoldan gitmemeliydik. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا هو الطريق الذي علينا الذهاب معه. |
Sonra, zar zor görünen patika yolu işaret etti, ve "Bu yoldan, Bu yoldan, hadi." | TED | ثم أشار إلى هذا الممر الذي يرُى بالكاد. وقال: "هذا هو الطريق، هذا هو الطريق. |
Tutacağımız yol bu olsun. İkiniz çalışmaya devam edin. | Open Subtitles | هذا هو الطريق للمضي قدماً استمري في العمل على ذلك |
Diyar haritalarını benim kadar iyi bilirsin. Kuzeye giden tek yol bu. | Open Subtitles | أنت تتذكر المخططات مثلي تماماً هذا هو الطريق الشمالي الوحيد. |
Bana güvenmesini sağlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | هذا هو الطريق الوحيد الذي يمكننى أن أحصل علي ثقتها |
Her sabah evine giderken kullandığın yol burası. | Open Subtitles | هل هذا هو الطريق الذي تسلكه إلى شقتك كل صباح |
Tek çıkış yolu orası. | Open Subtitles | هذا هو الطريق الوحيد للخروج |