Bu, o ayakkabıları denemek için, iyi bir zaman olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هذا وقتاً رائعاً لتجربة هذا الحذاء. |
Şu anda konuşmak için pek uygun bir zaman değil, tamam mı? | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً للحديث، حسناً؟ ماذا؟ |
O da seni özlüyor. Mi bu kötü bir zaman? | Open Subtitles | هو اشتاق إليك أيضاً هل هذا وقتاً سيئاً ؟ |
Kötü zamanlama Tanner. | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً ياتانر |
Bakın, bu Biraz zaman alacak ama eğer bu bizi buradan kurtaracaksa buna değmez mi? | Open Subtitles | حسناً، سيأخذ هذا وقتاً لكن إن كان هذا ما سيخرجنا من هذا المكان ألا يستحق العناء؟ |
Günaydın, Bay Dyer. Çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | صباح الخير سيد "داير" لن يأخذ هذا وقتاً طويلاً |
Sen de bu süreyi kendi işine bakmayı öğrenmek için geçirebilirsin. | Open Subtitles | قد يكون هذا وقتاً مناسباً لك لتتعلم كيف تهتم بشؤونك |
-Seans için uygun bir zaman değil, teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لكِ ، لكن ليس هذا وقتاً مناسباً لتحضير الأرواح |
O zaman bu başlangıç için iyi bir zaman değil mi? | Open Subtitles | سيكون هذا وقتاً جيداً للبدء في ذلك ، حسناً ؟ |
Umarım bu sizin için kötü bir zaman değildir, çünkü benim için öyle. | Open Subtitles | أتمنى ألّا يكون هذا وقتاً سيئاً لكما فبالنسبة لي إنه كذلك |
Şimdi bana güvenmemek için hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | سيكون هذا وقتاً سيئاً جداً لعدم الثقة بي |
Bir şey söylemen için uygun bir zaman olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا وقتاً ملائماً لك لتقول شيئاً ما. |
Klostrofobik olduğumu söylemek için iyi bir zaman mı? | Open Subtitles | مهلاً, هل هذا وقتاً مناسب لأذكر أننى أعانى من الأختناق؟ |
Sanırım seni neyin rahatsız ettiğini konuşmak için iyi bir zaman değil şu an. | Open Subtitles | لا أظن هذا وقتاً مناسباً للتحدث عن هذا ما الذي كان يقلقك ؟ |
Kötü zamanlama Tanner. | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً ياتانر |
Hayır, pek iyi bir zamanlama değil. | Open Subtitles | لا، لا، ليس هذا وقتاً مناسباً |
20'lerdeki tarihlerin çoğu daha dijital ortama aktarılmadı yani bu Biraz zaman alabilir. | Open Subtitles | أغلب النشرات الدورية من العشرينات لم تتحول كلها إلكترونياً لذا قد يأخذ هذا وقتاً |
Onu çeviriciden geçiriyorum, bu Biraz zaman alabilir. | Open Subtitles | أقوم بعرضها على برنامج الترجمة قد يستغرق هذا وقتاً |
Biraz zaman alabilir, bu kilitler oldukça eski. | Open Subtitles | سيستغرق هذا وقتاً قليلاً إنه قفل قديم جداً |
Merak etmeyin Bayan Anderson. Bu uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | لا تقلقي ، لن يستغرق هذا وقتاً طويلاً |
Sen de bu süreyi kendi işine bakmayı öğrenmek için geçirebilirsin. | Open Subtitles | قد يكون هذا وقتاً مناسباً لك لتتعلم كيف تهتم بشؤونك |