Biliyor musun bu şişeyi burada yıllarca sadece evlendiğim gece açmak üzere sakladım. | Open Subtitles | لقد أبقيت هذه الزجاجة هنا لسنوات من أجل أن أفتحها في ليلة زواجي |
Bu bıçak, bu şişeyi ikiye böler. | Open Subtitles | على أن يقطع هذا السكين هذه الزجاجة إلى نصفين |
Lütfen, bana bu şişeyi tamamen bitirmediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك,أخبرني أنك لم تستهلك محتوى هذه الزجاجة |
Bu şişe boşaldığında kafasında kıracağım, ve sonra da onu temizliyeceğim. | Open Subtitles | عندما تفرغ هذه الزجاجة سأقوم بكسرها على رأسه ومن ثم بالقضاء عليه |
Bu şişe Tayvan'a geldi! | Open Subtitles | هذه الزجاجة عامت طوال الطريق إلى تايوان؟ |
Yemeği alırken görmüştüm o şişeyi. Aziz Paul demişki, "Midenin selameti için şarap iç." Yemekte şarap çok keyifli olacak! | Open Subtitles | لقد رأيت هذه الزجاجة و انا أجهز للعشاء نبيذ على العشاء أمرا مبهجا |
O şişe, neden cinayet gününde Çavuş Baker tarafından bulunmadı? | Open Subtitles | لماذا لم يتم العثور على هذه الزجاجة , فى يوم الجريمة بواسطة الظابط بيكر ؟ |
Bu en iyi dostun işidir. Ver Şu şişeyi bana. | Open Subtitles | هذه وظيفة الصديق الأفضل أعطني هذه الزجاجة |
bu şişeyi uzun yıllardır saklıyordum, bu özel güne kısmetmiş. | Open Subtitles | هذه الزجاجة التي احتفظت بها لعدة سنين لكن لم أستطع أبداً أن أراود نفسي بفتحها |
Tabii ben bu şişeyi boş olarak aldım. | Open Subtitles | أنا ، بالطبع، حصلتُ على هذه الزجاجة فارغه |
bu şişeyi bana bir editör ilk künyemden sonra vermişti. | Open Subtitles | هذه الزجاجة أعطاني إياها محرر بعد أن كُتب اسمي على أول مقال لي |
bu şişeyi suda, cesedin bulunduğu yerde gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | ذلك، أتذكر رؤية هذه الزجاجة في الماء حيث تم العثور على جثة. |
Çok ters giden bir halka arz bu. Şişeyi açma zamanı. | Open Subtitles | وقع الاكتتاب العام كان قاسياً اليوم فلنفتح هذه الزجاجة |
O halde Cuma gecesi dairede onunla birlikte biri daha vardı bu şişeyi yanında getiren birisi. | Open Subtitles | إذن كان هناك شخص ما بصحبها ... ليلة الجمعة شخصاً ما هو من أحضر هذه الزجاجة |
Hepsini tabii içtiklerinin arkasına sakladığın Bu şişe haricinde. | Open Subtitles | كُلها عدا هذه الزجاجة التي خبئتها في الخلف |
Etiket geçen ay doldurulduğunu yazıyor, fakat Bu şişe yarıdan fazla dolu. | Open Subtitles | العلامة تقول انها ممتلئة الشهر الماضي، لكن هذه الزجاجة ممتلئة أكثر من نصف |
Ve aynı zamanda ı Bu şişe milyonlar olduğunu biliyorum, | Open Subtitles | و أعرف أيضاً أن هذه الزجاجة تساوي الملايين |
Kendini aşağılanmış hissedesin diye o şişeyi getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت هذه الزجاجة هنا لأشعرك بأنك رخيص |
Pekâlâ, Eliot ile Parker, Madigan'ın sırrını ortaya çıkarınca o şişeyi koz için kullanacağız. | Open Subtitles | حسنا، عندما إليوت وباركر يعرفان سر ماديجان هذه الزجاجة هي ما سنستخدمها للنفوذ |
o şişeyi satmak zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | لانه ربما سنضطر لبيعة هذه الزجاجة |
O şişe üzerine yemin ediyorum, sana kul olmaya hazırım çünkü o içki dünyasal değil. | Open Subtitles | أقسم على هذه الزجاجة أن أكون مملوكك الوفي لأن الكحول فيها ليس من هذه الأرض |
Şu şişeyi alıp yatsana artık. | Open Subtitles | لم لا تأخذين هذه الزجاجة وتخلدين للنوم؟ |
Bu şişenin onun içki dolabına nasıl girmiş olabileceğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل صادف أن عرفتي كيف وصلت هذه الزجاجة إلى خزانتها ؟ |