Bu bir durum üç alarmıdır. Güverte 14'te gövde delinmesi. | Open Subtitles | هذه حالة إنذار ثالثة , خرق بالهيكل فى الطابق ال14 |
Şu iletişim yok kuralınızı biliyorum ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | اعرف انه لديكم سياسة بدون اتصال المزعجة لكن هذه حالة طارئة |
Benimle aynı fikirde olmadığınızı biliyorum ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | أعرف بأنّنا لا نرَ الأشياء عين بعين. لكن هذه حالة طارئة. |
Pekala, Bu bir kırmızı alarmdır. Lütfen, önceden gösterilmiş kilitli alanlara gidin. | Open Subtitles | حسنأً ، هذه حالة طوارئ ، أرجوكم الذهاب إلى منطقة محكمة الغلق |
Bu daha çok gerçekçi bir durum. Bu, The Guardian'ın bir baskısı. | TED | هذه حالة أكثر واقعية. هذا عدد من صحيفة الجارديان |
O zamanlar bunun kontrol edilemez bir durum olduğunu düşünüyordum. | TED | كنت اعتقد حينها أن هذه حالة يصعب علاجها. |
Bu konuda şunu anlamanı istiyorum, tam olarak akılla ilgili bir durum. | Open Subtitles | لكن ما أريدك أن تفهمه هو أن هذه حالة عقلية فعلية |
Santral? Lütfen beni şerifin ofisine bağlayın. Bu acil bir durum. | Open Subtitles | المقسم , حولني لمكتب شريف المقاطعة هذه حالة طارئة |
Toplantıda olduğunu biliyorum ve umrumda değil. Bu acil bir durum, onunla konuşmam lazım. | Open Subtitles | أعلم أنه فى إجتماع و لكن هذه حالة طارئة ويجب ان أتحدث إليه |
Kendinizi dizginlememeniz gereken bir durum olmasın bu? | Open Subtitles | ألم تكن هذه حالة لم تستدع منك أن تضبط نفسك؟ |
Bir kadın elinin değmesi şart. Bu acil bir durum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الحاجة للمسة المرأة، هذه حالة طارئة |
Acil servisi aradım bana bağırdılar, bu acil bir durum değilse acil durum nedir? | Open Subtitles | واتصلت بالشرطة فقاموا بالصراخ علي، إذا لم تكن هذه حالة طارئة، فما الأمر الطارئ إذا؟ |
Zamanlama iyi değildi. Bu çok hassas ve kırılgan bir durum. | Open Subtitles | التوقيت لم يكن مناسبا هذه حالة هشة وحساسة جدا |
Bu acil bir durum. Profesör Thon dönene kadar bekleyeceğiz. | Open Subtitles | هذه حالة طارئة سننتظر حتى يعود البروفيسور |
Sıranızı bekleyin. Biliyorum ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | سيد، الرجاء إنتظار دورك لكن هذه حالة طوارئ |
Neler olduğunu bilmiyorum ama bu çok tehlik eli bir durum. | Open Subtitles | لا أعْرفُ ماذا يجري هناك لكن هذه حالة خطرة جداً |
Millet beni dinleyin. Bu öncelikli bir durum. | Open Subtitles | اسمعونى جميعا هذه حالة طوارئ من الدرجة الرابعة |
Eğer Bu bir ele geçirilmeyse, her şeyden önce zihinsel rahatsızlığı önlemeliyiz. | Open Subtitles | إن كانت هذه حالة استحواذ قبل آي شئ علينا إستبعاد المرض العقلي |
- Evet ama acil durum için saklıyorum. Sence de bu acil bir durum değil mi? | Open Subtitles | ـ آجل, لكننيّ أحتفظ بها للحالات الطارئة ـ حسناً, أليست هذه حالة طارىء؟ |
Ama hanfendi, bu çok acil! Bir ölüm kalım meselesi! | Open Subtitles | هذه حالة طارئة سيدتي، مسألة حياة أو موت |