Bu iyi, çünkü sana sormak istediğim bir soru var. | Open Subtitles | هذا أمر جيّد، لأنّ هناك سؤال أردتُ أن أطرحه عليك. |
Neredeyse tüm yetişkin hayatım boyunca, çözmeye çalıştığım ve üzerinde yazdığım bir soru var. | TED | هناك سؤال حرتُ بشأنه وكتبت عنه طوال حياتي كشخص ناضج. |
Fakat türlerin ötesinde başka bir soru var: Her gün duyduğumuz sesler, yaptığımız müziği nasıl etkiliyor? | TED | لكن بعيدًا عن النوع الموسيقي، هناك سؤال آخر: كيف تؤثر الأصوات التي نسمعها كل يوم في الموسيقى التي نؤلفها؟ |
Mektupta ayrıca bir soru vardı. Sanırım o soruyu şimdi cevaplamış oldum. | Open Subtitles | في تلك الرسالة كان هناك سؤال أيضًا أعتقد أننيّ أجبت عليه الآن |
Bu yüzden bir soru: Bu sayı 2,1'in altına inerse ne olur? | TED | لذا هناك سؤال: ما الذي يحصل إن هبط ذاك الرّقم تحت 2.1؟ |
Ama sana bugüne kadarki her kötü babanın çocuğundan gelen bir sorum var. | Open Subtitles | و لكن هناك سؤال أود طرحه عليك من كل إبن لديه والد سيء |
Birinin bacayı dıştan genişletmiş olduğuna... dair en ufak bir şüphe yok. | Open Subtitles | ليس هناك سؤال ذلك شخص ما مدّدَ الخارج من الطابوق هذه المدخنةِ. |
Tanışmamış, yabancılar olarak... biz uyum bulmaya çalışırız... ama burda bir soru var kalbimde | Open Subtitles | ليس لها علاقة بالغرباء، سنحاول إيجاد الوئام، لكن هناك سؤال في القلب |
Ölüme bu kadar yakın duruyorken yine de içini kemirip duran bir soru var, değil mi? | Open Subtitles | قريبة جداً من الموت رغم ذلك، ما زال هناك سؤال واحد ،يلتهب في أعماقك بالداخل أليس كذلك؟ |
Ama muhabirlerin hep sorduğu, cevaplamadığımız bir soru var. | Open Subtitles | لكن هناك سؤال ، ليس لدينا أجابتـه لـ أسئلة الصحفيين |
Sorulacak tek bir soru var neden doktor olmak istiyorsun? | Open Subtitles | حسناً، هناك سؤال واحد في الحقيقة لماذا تريدين أن تصبحي طبيبة؟ |
Hayatta kalanlar arkamızdan dua edip, tabutlarımızın üzerine toprak attıktan, sonra bile, hala bekliyor olacağız, çünkü bazılarımız için, daha önemli bir soru var. | Open Subtitles | بعد ان يصلى الناجون منا ويرموا القاذورات على اكفاننا نحن لانزال ننتظر لانه للبعض منا هناك سؤال اكبر |
Ama gerçek bir savaşçı olmak istiyorsan kendine sorman gereken tek bir soru var... | Open Subtitles | لكن أذا أردت حقاً ان تكون محارباً , هناك سؤال واحد عليك أجابته |
Okulda sormak istediğim bir soru vardı. | Open Subtitles | هناك سؤال اردت ان أسالك به سابقا في المدرسة |
Hala cevaplanması gereken bir soru vardı. | Open Subtitles | وكان هناك سؤال واحد يجب أن تتم الأجابهعليه. |
Bunca senedir ona sormak için ölüp bittiğim bir soru vardı. | Open Subtitles | و خلال كل هاته السنين كان هناك سؤال واحد؟ أود طرحه و بشدة؟ |
Aklıma şöyle bir soru gelmişti , eğer dünyayı ve güneşi bağlayabilseydim bu bağlantıyı sağlayan koni nasıl görünürdü? | TED | وكان هناك سؤال يقفز الى رأسي، ما المخروط الذي يربط بين الشمس والأرض بهذا الشكل إذا إستطعت وصل المجالين؟ |
- Kendine sorman gereken bir soru daha var, Hastings. | Open Subtitles | أهذا حقا ولمن هناك سؤال يجب ان تسأله لنفسك ياهيستنجز |
Teşekkürler. Size sormak istediğim bir soru daha var, bayan. | Open Subtitles | شكرًا لك، هناك سؤال آخر أرغب أن أطرحه عليكِ آنستي |
Muhtemelen kadınlara çok saçma gelecek bir sorum var: Hiç upuzun bir tuvalet sırasında beklediniz mi? | TED | هناك سؤال أبله محنمل من أى إمرأة تشاهد: هل وقفت من قبل في طابور غير متنساب للمرحاض؟ |
Aslında sadece tek bir sorum var. Geri dönmeyi düşünür müsünüz? Anlayamadım? | Open Subtitles | هناك سؤال واحد فى الواقع كيف سيكون شعورك إذا ما ذهبت هناك مرة آخرى ؟ |
General, onun kaybolmasının ardında Güven'in olduğuna bir şüphe yok. | Open Subtitles | لواء ، ليس هناك سؤال على أن الثقة وراء إختفائَها |