Ve daha iyi hissetmeni sağlamak için Yapabileceğim bir şey olsun isterdim. | Open Subtitles | وأود أن كان هناك شيء يمكنني القيام به لجعلكِ تشعرين بشكل أفضل |
Bunu senin flört programın anlamayabilir ama bu konuda Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | والتي قد يتحدى المنطق الآلي، ولكن هناك شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
Tehllike anlarında, eğer durumu kurtarmak için Yapabileceğim bir şey yoksa hep uyurum. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شيء يمكنني القيام به للتخفيف من الخطر، أنام. ماذا عن لحظاتى الخطرة ؟ |
Eğer Yapabileceğim bir şey olursa... | Open Subtitles | حسنا , إذا كان هناك شيء يمكنني القيام به |
Böyle bir kadın var ve istediğini söyleyebilir ve onu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok, çünkü İftira Kanunu bize karşı. | Open Subtitles | إنها بالخارج هناك يمكنها قول ما تريد وليس هناك شيء يمكنني القيام به لإيقافها لأن قوانين التشهير ضدنا |
Peki, eğer benim Yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هناك شيء يمكنني القيام بهِ |
Peki, eğer benim Yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هناك شيء يمكنني القيام بهِ |
Yapabileceğim bir şey olursa söylemen yeterli. | Open Subtitles | حسنا , اعلميني إذا كان هناك شيء يمكنني القيام به. |
Bunu düşünmenin bile zor olduğunu biliyorum, ama eğer benim Yapabileceğim bir şey varsa, bana söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم أن الامر صعب بمجرد التفكير به ولكن إذا كان هناك شيء يمكنني القيام به أخبرني ، حسنا؟ |
- Yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنني القيام به؟ أوه، فقط الدعوات المعتاده |
Yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من أن يكون هناك شيء يمكنني القيام به |
Gözlerinin içine bak ve bana onun için Yapabileceğim bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيه... .. وتقول لي هناك شيء يمكنني القيام به بالنسبة له. |
- Yapabileceğim bir şey varsa haberim olsun. | Open Subtitles | أخبرني حينما يكون هناك شيء يمكنني القيام به. |
Sizin için Yapabileceğim bir şey var mı matmazel? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنني القيام به من اجلك يا سيدني؟ |
Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكنني القيام به. |
Sizin için Yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنني القيام به لأجلك؟ |
Onun için Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء يمكنني القيام به لها |
Bu konuda Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | هناك شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
Sizin için Yapabileceğim bir şey var mı Amir Thompson? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنني القيام به بالنسبة لك، رئيس (طومسون)؟ |
Çünkü size yardım edebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأن ليس هناك شيء يمكنني القيام به لمُساعدتك |
Seni anlıyorum, ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا متعاطفة معك، ولكن ليس هناك شيء يمكنني القيام به |