Asla orada olmadım ve asla senin gibi orada olmayacağım. | Open Subtitles | "لم يكن هناك، لن يكون هناك مثل آخر كما كنت." |
Buradaki eski evimiz gibi, orada da bir evimiz olacak mı? | Open Subtitles | حسناً ، لدينا منزل هناك مثل منزلنا القديم؟ |
Söylediğim şu, Mulder, uzaylılar tarafından kaçırılma diye bir şey yok. | Open Subtitles | الذي أقول، مولدر، بأنه ليس هناك مثل هذا الشيء كإختطاف أجنبي. |
- Hayır, değilsin. Langırt topu gibi oraya buraya çarpıyordun. | Open Subtitles | لا لستَ بخير كنتَ تضرب هناك مثل الكرة |
Biliyorsun Whistler eski bir söz vardır... | Open Subtitles | تعرف يا ويسلر, هناك مثل قديم - - |
Danışman şöyle bir atasözü vardır; "Kuşkucu dimağlar kendi uğursuzluklarına davet çıkartırlar." | Open Subtitles | أيها المستشار هناك مثل يقول : " العقـل المريـب " يناشـد شياطينـه الخاصـة |
Rusya'da bir deyim vardır, bize annemiz öğretmişti. | Open Subtitles | هناك مثل في "روسيا" علّمتنا أمّنا إياه. |
Mükemmel, badem gözlü, masum Külkedisi gibi orada oturuyor. | Open Subtitles | إنها تجلس هناك مثل البريئة الطيبة ذات العيون الواسعة |
Niye dilsiz bir salak gibi orada dikiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تستطيع الوقوف هناك مثل أحمق كتم الصوت ؟ |
Açılmasına 4 saat kala giderek mal gibi orada mı bekleyelim? | Open Subtitles | حتى نقف هناك مثل الحمقى لمدة أربع ساعات حتى يفتح |
8 aydır bir köpek gibi orada bağlıdır. | Open Subtitles | . . من 8 شهر و هي مقيدة هناك مثل الكلب |
Güvenlik görevlisi gibi orada neden dikiliyorsun? | Open Subtitles | لما تقف هناك مثل حارس أمــن؟ |
Bir köpek gibi orada yatıyordu. | Open Subtitles | كان يرقد هناك مثل كلب. |
Ama herkes bilir ki ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | صوتك مثل العاشقه لكن ليس هناك مثل هذا الشيء كالحب من أول نظره |
Yaratıklar diye bir şey yok! | Open Subtitles | ليس هناك مثل هذه الأشياء كالشياطين اللعينة بربك |
"Her erkeğin yaşamında en önemli mutluluk ve en önemli acı ilk defa babasını yendiği andır." diye bir söz var. | Open Subtitles | أنالاعب على أعلى المستويات هناك مثل قائل : في كل حياة الصبي أورع لحظة من المتعه |
Lanet olası bir ganster gibi oraya gidip onun kahrolası küçük kıçını havaya uçurmayı, yayındayken. | Open Subtitles | أمشي في هناك مثل a شقي داعر وضربة حماره الداعر الصغير بعيدا على التلفزيون. |
Keleşi alıp kovboy gibi oraya çıkmıştın. | Open Subtitles | "(لقد بدوت هناك مثل الفتى (بيلي" |
Bilirsin eski bir söz vardır; | Open Subtitles | أتعلم أن هناك مثل قديم يقول |
Kanalizasyon departmanında bir söz vardır. | Open Subtitles | هناك مثل قديم في قسم المجاري |
Hayır hayır. Eski bir ünitolojist atasözü vardır. | Open Subtitles | لا لا، هناك مثل توحيديّ قديم يقول: |
Japonların bir atasözü vardır. | Open Subtitles | أنا مع " هيرمان " , هناك مثل ياباني قديم |
Eski bir deyim vardır: "Sadece paranoyak olman senin peşinde olmadıkları anlamına gelmez." | Open Subtitles | هناك مثل قديم:"لمجرد أنك مجنون بالشك... |