Bir süre burada kalacağa benzeriz, garson hanım. | Open Subtitles | أيتها النادلة يبدو أننا سنمكث هنا لوقت طويل |
Mm. Uzun bir süre burada kalabilirsin. Hem de korkunç uzun bir süre. | Open Subtitles | ربما تبقى هنا لوقت طويل ، لوقت طويل جدا |
Daha uzun süre burada mısın? | Open Subtitles | هل ستبقين هنا لوقت طويل ؟ كلا. |
O zaman burada uzun bir süre kalmak zorunda kalırsın; belki başına bir kaza gelir, belki de sonsuza kadar... | Open Subtitles | إذاً ستبقى هنا لوقت كثير حتى بقية حياتك. ربما أيضاً يحصل لك حادث. |
Tabii ki, uzun zaman burada olacağım, uzun bir zaman. | Open Subtitles | سأمكث هنا لوقت طويل للغاية لوقت طويل |
Bu insanlardan bazıları çok çok uzun zamandır burada bekliyorlar. | Open Subtitles | بعض من هؤلاء الناس كان فى الأنتظار هنا لوقت طويل. |
Epey bir süre burada kalacağımızı söylediniz bir nevi gidemeyeceğimizi ima ettiniz keza sadece tutuklu olduğumuzu varsayarsak bu geçerli olabilir. | Open Subtitles | بشأن قولك، "سنمكث هنا لوقت طويل..." أنت تلمّج إلى أنّه غير مسموح لنا بالمغادرة... والذي يكون عادة إن كنّا رهن الإحتجاز. |
Uzun bir süre burada olacaksınız. | Open Subtitles | سيتوجب عليك البقاء هنا لوقت طويل |
Bir süre burada duracağız. | Open Subtitles | سوف نكون هنا لوقت طويل |
Bir süre burada bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأمكث هنا لوقت |
Uzun zaman burada kalacağımızı düşünüyorsun. | Open Subtitles | أتظن أننا سنظل هنا لوقت طويل |
Morris'i kullanamayız. Uzun zamandır burada. Bir sürü arkadaşı olan sevimli bir adam. | Open Subtitles | لا يمكننا استعمال "موريس" كان هنا لوقت طويل انه رجل لطيف باصدقاء كثر |
- Uzun zamandır burada mısın? | Open Subtitles | هل أنتِ هنا لوقت طويل ؟ |
Uzun zamandır burada mı yaşıyorsun? | Open Subtitles | هل أنت... هل كنت تعيش هنا لوقت طويل؟ |