ويكيبيديا

    "هو كذب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir yalan
        
    • yalan söyledi
        
    • yalandan ibaret
        
    • yalan mı
        
    • da yalan
        
    Artık ağzından çıkan her şeyin bir yalan olduğunu biliyorum. Open Subtitles الآن أعلم بأنّ كل ما قاله أو ماسيقوله هو كذب
    Evet. Fakat onun dışında söyleyeceği her şey pis bir yalan olacak. Open Subtitles نعم، لكن أي شئ آخر سيقوله لكم هو كذب رخيص
    Belki silah oradaydı ve o konuda da yalan söyledi. Open Subtitles ربما كان المسدس هناك، ايضاً, هو كذب بشأن ذلك الامر.
    Bana yalan söyledi ve benimle yatmak için kız arkadaşıyla ayrıldığını açıkladı. Open Subtitles هو كذب علي وقال انه انفصل عن صديقته لكي يحاول ان ينام معي
    Her şey yalandan ibaret, çok hassassın. Open Subtitles كل ماعدا ذلك هو كذب وعواطف مزيفة
    Sana vaad ettiği her şey, bir yalandan ibaret. Open Subtitles كل شيء وعدتك به هو كذب
    Peki bu adamla o girilemez denen Harvard dosya odasında seks yaptığınız ve orada onu iddialara göre yalnız bıraktığınız da yalan mı? Open Subtitles هل هو كذب انك مارستي الجنس مع هذا الرجل و تركتيه بمفرده في غرفة ملفات هارفارد المحصنة؟
    Bu film o Darcy hakkında söyledikleri her şey bir yalan olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles هذا الفيلم يُثبت ان كل شىء قالة بخصوص دارسى هو كذب
    İnanmamıza yol açtıkları her şey bir yalan. Open Subtitles كل شيء تم اقتيادنا إلى الايمان به هو كذب
    Bildiğini sandığın her şey bir yalan. Open Subtitles كل شيء كنت تعتقد انك تعرف, هو كذب.
    Mücadelemizin bir yalan olduğunu söylüyorsunuz. Open Subtitles نضالنا هو كذب لماذا؟
    Bana yalan söyledi ve benimle yatmak için kız arkadaşıyla ayrıldığını açıkladı. Open Subtitles هو كذب علي وقال انه انفصل عن صديقته لكي يحاول ان ينام معي اعني ..
    İyi yönünden bakıldığında sana yalan söyledi. Kötü tarafında ise- Open Subtitles في أحسن الأحوال، هو كذب عليك أو فعل الأسوأ
    Bak evlat. Sana yalan söyledi. Gerçek şu ki, sen asla Başkan olamayacaksın. Open Subtitles اسمع يا فتى, هو كذب عليك الحقيقة أنك لن تكون رئيساً أبداً
    Yine de eski bir mesele. Karşıma geçti ve bana yalan söyledi. Open Subtitles ــ و يظل مع ذلك , تلك حكاية قديمة ــ و هو كذب بهذا الشأن مباشرة في وجهي
    - Size anlattıkları her şey yalandan ibaret. Open Subtitles ما يقولونه لكم هو كذب
    Söylediği her şey yalandan ibaret. Open Subtitles -لأنّ كلّ ما قاله قطّ هو كذب
    Peki bu adamla o girilemez denen Harvard dosya odasında seks yaptığınız ve orada onu iddialara göre yalnız bıraktığınız da yalan mı? Open Subtitles هل هو كذب انك مارستي الجنس مع هذا الرجل و تركتيه بمفرده في غرفة ملفات هارفارد المحصنة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد