ويكيبيديا

    "هي أنّه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şu ki
        
    Ve gerçek şu ki, bunca yıl sonra iştahından daha fazlasını kaybetmeye başlıyorsun. Open Subtitles الحقيقة هي أنّه بعد تعاقب سنوات كثيرة تبدئين في خسارة أكثر من مجرّد ميولاتك.
    Gerçek şu ki hayatta benim gerçeğimi kaldırabilecek kimse kalmadı. Open Subtitles "الحقيقة هي أنّه لم يبقَ أحد حيّ بوسعه تحمّل حقيقتي"
    Sorun şu ki, bizi şehirde devriye gezip tuhaf olayları sana haber verelim diye kiraladın. Open Subtitles المشكلة هي أنّه تمّ تعيننا لنجوب المدينة، ونخبرك بكلّ شيء غير اعتيادي.
    Problem şu ki, 1013'den geriye fazla bir şey kalmadı kardeş. Open Subtitles المشكلة هي أنّه لم يتبقَ الكثير من 1013 يا أخي
    Sağ ol. Ama gerçek şu ki kullanılmaktan hiç bu kadar zevk almamıştım. Open Subtitles لكن الحقيقة هي أنّه لمْ يسبق أن قضيتُ وقتاً أكثر مرحاً بإستغلالي.
    İşin sırrı şu ki büyüyünce oyun gibi bir iş bul. Open Subtitles الخدعة هي أنّه عندما تكبرين، جِدي عملاً يمنحكِ شعوراً باللعب.
    Gerçek şu ki sizi cinayetlere bağlayan bir kanıtımız yok. Open Subtitles أنظر ، الحقيقة هي أنّه ليس لدينا أيّ أدلّة تربطكَ بجرائم القتل تلكَ
    Gerçek şu ki hiçbir zaman senin ve benim kadar güçlü olamadı. Bu kasabanın güce ihtiyacı var. Bize ihtiyacı var. Open Subtitles الحقيقة هي أنّه لمْ يكن قوياً مثلي ومثلك، وهذه المدينة تحتاج للقوة، تحتاج إلينا.
    Sorun şu ki kimse benimle sevişmek istemiyor. Open Subtitles المشكلة هي أنّه لا أحد يريد ممارسة الجنس معي..
    Gerçek şu ki, benimle gelmeni istemesem daha hayırlı olur. Open Subtitles الحقيقة هي أنّه ربّما كان من الأفضل عدم طلبي منك مرافقتي
    Gerçek şu ki, herkesin ve her şeyin sonu gelmeli. Open Subtitles لكن الحقيقة هي أنّه لكل امرئ ولكل شيء نهاية.
    Sorun şu ki elimizde hiç parmak izi yok. Open Subtitles المُشكلة الآن هي أنّه ليست لدينا بصمات أصابع لهذا الرجل.
    Sorun şu ki, bu konulardan... iyi anlayan bir partnerim vardı. Open Subtitles المشكلة هي أنّه كان لديّ شريك عبقريّ بأمور كهذه
    Sorun şu ki bir hafta sonra o tarihi tekrar kaydetmek zorunda kaldık; çünkü eğer yapmasaydık, bu tarihin arşivini tutmak için yeteri kadar bant almaya paramız yetmeyecekti. TED والمشكلة هي أنّه كان علينا إعادة تسجيل هذا التاريخ بعد الأسبوع، لأنه إذا لم نفعل، فلن نتمكّن من شراء ما يكفي من الأشرطة للحفاظ على محفوظات هذا التاريخ.
    Gerçek şu ki, yeni liderin ses tonuna bakılırsa ne yaparsak yapalım girişte bir rehine kaybedeceğiz. Open Subtitles -قبل أن نصل إليهم -أسوأ احتمال؟ الحقيقة هي أنّه من صوت ذلك القائد الجديد، سنخسر رهينة حال دخولنا مهما كان
    Gerçek şu ki o benim arkadaşım. Open Subtitles اسمع , الحقيقة هي أنّه صديقي نوعاً ما
    Gerçek şu ki, rahatlamıştı. Open Subtitles الحقيقة هي أنّه قد شعر بالإرتياح.
    Sorun şu ki evin yolunu tutmadı. Open Subtitles أجل، المشكلة هي أنّه لن يعود منزله.
    Gerçek şu ki, onu bulmak o kadar da zor değildi. Open Subtitles "الحقيقة هي.. أنّه لم يكن من الصعب إيجاده"
    Ama sorun şu ki, henüz nasıl sunulacağını bilmiyor Open Subtitles المشكلة هي أنّه لم يخرجها بعد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد