ويكيبيديا

    "هُناكَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vardır
        
    Muhtemelen. Ama belki de hiç gelemeyen mahkûmlar da vardır. Open Subtitles مُحتمَل، لكن رُبما يكون هُناكَ سُجناء آخَرين لَم يتَقدَموا بشكوى
    Sicilya'da eski bir kocakarı hikâyesi vardır, yeni gelin ilk aybaşını bekler, kanını alır ve kocası için ilk pişirdiği domates sosuna bunu ilave eder. Open Subtitles هُناكَ قِصَة قديمة في صِقليا حولَ عروسِ جديدَة تنتظِرُ حتى تحيض ثُمَ تأخذُ دمها و تضعهُ في أول صلصة طماطِم
    Evet, Oz'dan siktir olup gitmek için bir sürü yöntem vardır. Open Subtitles نعم هُناكَ العديد من الطُرُق للهروبِ من سجنِ أوز
    Oz'dan kaçmak için yasal yollar da vardır, şartlı tahliye görüşmesi, duruşma günleri, ve af. Open Subtitles هُناكَ طُرقٌ قانونية للهروب من سجنِ أوز جَلسات الإطلاق المَشروط الاستئناف، و هُناكَ العَفو
    Hayır, kendi başına yapmanın daha güzel olduğu bazı şeyler vardır. Open Subtitles كلا، هُناكَ أشياء منَ الأفضلِ أن تقومَ بِها وَحدَك
    Sevgi ve nefret arasında ufak bir çizgi vardır. Open Subtitles هُناكَ خيطٌ رفيع بينَ الحُب و الكَراهيَة
    "Muhteşemlikten saçmalığa tek bir adım vardır. " Open Subtitles هُناكَ خُطوَة واحدَة بينَ كونكَ عظيماً أو سخيفاً
    Öyle şeyler vardır ki ancak belirli kişilere söyleyebilirsin... müdür gibi. Open Subtitles هُناكَ أشياء مُعينَة عليكَ قَولُها لأشخاص مُعينين مِثلَ الآمِر
    Memeden daha önemli şeyler vardır. Open Subtitles هُناكَ بَعضُ الأشياء أكثَرَ أهميةً مِنَ المخدرات
    Bazı itiraflar vardır ki kendine bile söyleyemezsin. Open Subtitles هُناكَ بعضُ الاعترافات لا يُمكنكَ قولُها حتى لنَفسِك
    Ve bir de "Sevgili John" mektubu vardır. Veya Jane, duruma göre. Open Subtitles ثُمَ طبعاً هُناكَ الرِسالة التي مَطلعُها "عَزيزي جون" أو جين أيهما كان
    Tabii bir de her tür özgürlüğü özgürce kabullenenler vardır. Open Subtitles طَبعاً هُناكَ مَن يَأخذونَ كُلَ حُريَتَهُم معَ الحُريَّة
    Derinin altında ince damarlar vardır, kılcal damarlar. Open Subtitles هُناكَ تحتَ الجِلد هذه الأوعيَة الدموية الدقيقة شُعيرات دموية
    "Her gün şeytanın bulamayacağı bir an vardır." Open Subtitles هُناكَ لحظةٌ في كُل يوم لا يوجدُ فيها الشيطان
    Birçok çeşit örümcek vardır. Open Subtitles هُناكَ عدة مجاميع لعدة أنواع للعناكب ، أتعلم ذلِكَ؟
    Uzun süredir yağmur yağmıyor olabilir ama burada su vardır özelleşmiş çöl bitkilerinin dokularına hapsedilmiştir. Open Subtitles قد يكون مضى وقتاً .طويلاً على الأمطار إلا أنَّ هُناكَ ماء هُنا.. حبيسٌ بين أنسجةِ نباتات .صحراء مُتخصصة
    Belki kalkmak isteyen başkaları da vardır? Open Subtitles ربما هُناكَ آخرٌ قَد يَود أن يَقِـف
    Ama bildiğiniz gibi, birisini teselli etmenin birçok yolu vardır, ve pek çok üzgün olanda teselli edilmek istemiyordur. Open Subtitles لكن تَرَون، هُناكَ العَديد مِنَ الطُرُق للتَسريَةِ عَن أحَدِهِم و العَديد مِنَ المَنكوبين لا يُريدونَ أن يُسَرَّى عَنهُم
    "Doğmanın bir zamanı vardır, ölmenin bir zamanı, Open Subtitles هُناكَ وقتُ لنُولَد، و وقتٌ لنموت
    Yaptığımız bazı şeyler vardır ki... aynı anda gördüğünüz, dokunduğunuz, duyduğunuz, kokladığınız ve tadını aldığınız zaman ölmek istersiniz. Open Subtitles حسناً، هُناكَ أشياء مُعينَة نقومُ بها.. عندما تُرى، تُلمَس، تُسمَع، تُشَم و تُتذوّق في نفسِ الوقت تجعلكَ تتمنى لو كُنتَ ميتاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد