Size haftalar önce söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شئ كان يجب علىّ قوله منذ أسابيع مضت |
Ama mahkum olduğumdan beri içime dert olan bir şey var. | Open Subtitles | ولكن هُناك شئ يبدو أنه ثقيل علىّ منذ أن تم الحُكم علىّ بالسجن |
Kate, seni kaçıran kişi hakkında bize söyleyebileceğin ... herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | كيت ، هل هُناك شئ يُمكنك إخبارنا به عن من قام بإختطافك ؟ |
Çünkü gücümüzü saklayacağımız bir şey kalmadı artık. | Open Subtitles | لأنه لم يعد هُناك شئ آخر نحفظ مجهودنا لأجله |
O zaman, bu konu hakkında söylemek istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | . حسناً , هُناك شئ أخر واحد , اريد ان اقوله لك بشأن هذا الموضوع |
Tecavüz olarak nitelendirilebilecek hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لم يكُنّ هُناك شئ يُمكِن أن يُفسّر على إنهُ إغتصاب. |
Bunu engellemek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد هُناك شئ تستطيعون فعله حيال هذا |
Onda anlayamadığım, farklı bir şey var ve bu canımı sıkıyor. | Open Subtitles | هُناك شئ مُختلف بشأنها ، والذى لا أفهمه بشكل جيد وهذا يُغضبنى |
buna küçük, yetersiz, gurme restoranları da dahil, üzerine alınma Joe, ama burada nadir görülen özel bir şey var. | Open Subtitles | كـ، حسناً، مطاعِم صغيرة مُفتَقِرة إلى الذوّق، لا إساءة يا "جو"، ولكن هُناك شئ مُميز للغاية هُنا، نادر للغاية. |
Bilmem gereken başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هُناك شئ آخر أحتاج معرفته ؟ |
Pekâlâ Sevimli Ayıcık buradaki gruba söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | لذا , (كير بيري) , هل هُناك شئ تريدين.. قولَه لمجموعتنا هنا؟ |
Bana söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هُناك شئ تودّين قوله لي ؟ |
Size göstermek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شئ أود أن أعرضه عليكِ |
- Bilmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شئ أحتاج إلى معرفته |
Yetişmem gereken bir tekne ile beni eve götürecek 5 tane falan uçak var, ama gitmeden önce bir şey söylemek istiyorum, olur mu? | Open Subtitles | يجب أن ألحق القارب، و، حوالي خمسة طائرات سأركبهُم لكي أصل للمنزل، ولكن هُناك شئ أحتاج لقوله، حسناً ؟ |
Arabanın bir uzun arka lambası vardı ama öyle bir şey olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | كان للسيّارة إضاءة خلفية واحدة فقط و لكنّي بدأت أعتقد أنّه ليس هُناك شئ كهذا |
Tolliver'in patronuna karşı kullanabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّ هُناك شئ نستطيع إستخدامه ضد رئيس توليفر |
- Bir meyve gibi çürüyecek ve bu konuda elimden hiçbir şey gelmiyor. | Open Subtitles | وليس ... ليس هُناك شئ لأفعله بخصوص الأمر |
"Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu" dedi. | Open Subtitles | {\pos(190,240)} أخبرنا، لم يكُن هُناك شئ يُمكنُنا فِعلهُ. |