ve seninle benim aynı tarafta olduğumuzu anlayacağın günü bekleyemem. | Open Subtitles | وأتوق إلى اليوم الذي ستدرك فيه أننا في نفس الجانب، |
Charlie, bu görevden gerçekten hoşlandım ve işe geri dönmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | تشارلى، استمتعت كثيرا بالعمل فى هذة المهمة وأتوق الى معاودة العمل |
Charlie, bu işte çalışmak gerçekten hoşuma gitti ve işe dönmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | تشارلى، استمتعت كثيرا بالعمل فى هذة المهمة وأتوق الى معاودة العمل |
..seni okşamayı çok istiyorum, ama bana yapmamamı söylüyorsun ve başka tarafa bakıyorsun. | Open Subtitles | وأتوق بشدّة إلى أن ألمسك لكنّك ترفضين ذلك وتشيحين بوجهك عنّي |
Bir ara görmek isterim. | Open Subtitles | يعجبني هذا المكان كثيراً وأتوق لزيارتها يوماً |
Bu kadar konuşma ve veda bana yeter. Düşmanımızın kanını ve feryadını istiyorum. | Open Subtitles | لقد اكتفيت من الكلمات ودموع الوداع، وأتوق للدماء وبكاء أعدائنا |
Mantova'dan buraya uzun bir yolculuk oldu ve biraz temiz hava alıp bacaklarımı açmak istedim. | Open Subtitles | لقد كانت رحلة طويلة من "مانتوا" وأتوق لبعض الهواء النقي والمشي ~. |
İngiltere'de bir silahım olduğunu biliyorsun ve gerçekten kullanmak için ölüyorum. | Open Subtitles | كما تعلم، لديّ مسدّس في (إنجلترا)، وأتوق حقاً لإستخدامه |
Desdemona'nın bu sefer yaşamasını umutla ve can atarak bekliyorum. | Open Subtitles | ،ولذلك في كلّ مرّة أقرؤها فإنّي آمل وأتوق بل حتّى أؤمن (بأنّها، (ديسديمونا |
Karım şehir dışında, sıcak su hazır ve denemeye can attığım, erkekler için performans artırıcı bir merhem var. | Open Subtitles | إن زوجتي خارج البلدة، والمغطس الساخن جاهز ومهيأ، وأنا قد إبتعت مرهماً تجريبياً مقوياً للذكورة الجنسية... وأتوق لكي أجربه! |
Yorgunum ve donuyorum. Eve gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | -لا شيء، إنّي بردان ومتعب وأتوق للبيت |
Çünkü o benim annem ve onunla tanışmayı çok isterim. | Open Subtitles | لأنّها أمي وأتوق للقائها. |
O aynanın arkasında Cami O'Connell'ın olduğunu biliyorum... ve onunla yanlız konuşmayı çok isterim. | Open Subtitles | أعلم أن (كاميل أوكونيل) متواجدة وراء هذه المرآة. وأتوق لمحادثتها على انفراد. |
Bir ara görmek isterim. | Open Subtitles | يعجبني هذا المكان كثيراً وأتوق لزيارتها يوماً |