Rawley kocamı öldürüp ortağı olmam için beni zorladı. | Open Subtitles | قتل راولي زوجي وأجبرني على أن اكون شريكته |
Sonra silahlı bir adam paramı ve telefonumu aldı, bana bağırdı ve elbisemi mahvetmeye zorladı beni. | Open Subtitles | ثم هذا الفتى صاحب المسدّس أوقفني وأخذ مالي وهاتفي وصاح في، وأجبرني على إتلاف فستاني |
Kaburgalarıma silah dayadı ve beni arabaya binmeye zorladı. | Open Subtitles | لقد حشر مُسدّساً بين أضلعي وأجبرني على ركوب سيّارة. |
Görevimiz Tehlike raydan çıkınca silahla kafama vurdu ve beni onu yukarı çıkarmaya zorladı. | Open Subtitles | بعد أن أصبحت المهمة غريبة وضع مسدس على رأسي وأجبرني أن آخذه للأعلى |
Ergen anneler için olan alternatif bir programa yazılmam için zorladı. | Open Subtitles | وأجبرني على الانخراط في برنامج بديل للأمهات المراهقات |
Beni hamile bıraktı ve çocuğumu evlatlık vermem için zorladı. | Open Subtitles | جعلني أحمل وأجبرني على ترك الطفل للتبني |
Beni kaçırdı ve böğürtlenli gözleme yemeye zorladı. | Open Subtitles | وأجبرني لأكل بسكويت الوفل |
Onun yerine beni adada tuzağa düşürüp her gün onun için Kuşun Dili Çayı'nı yapmaya zorladı. | Open Subtitles | "بدلاً من ذلك حاصرني على جزيرة" "وأجبرني على صنع شاي (لسان الطائر) كل يوم." |
Errol'un aklına girdiğimde, birşey yaptı, kafasından çıkmaya zorladı. | Open Subtitles | (عندماكنتداخلعقل (إيرول.. فعل ذلك الشيء وأجبرني على الخروج من رأسه. |
Yalan söylemeye zorladı. | Open Subtitles | وأجبرني على الكذب |
Oraya yerleştirip kalmam için beni zorladı. | Open Subtitles | وضعني وأجبرني على البقاء |