Bak.Birşeyler oldu ve bu gece herzamanki saatte evde olmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنظر ، هناك شيئا ما حدث ، وأحتاج أن تعود للبيت في الوقت المعتاد الليلة |
Bakın, bu gece kızım için bir doğum günü partisi veriyorum ve buraya park etmem gerek böylece arabadaki şeyi saklayabilirim. | Open Subtitles | اسمع، سأقيم حفل ميلاد لابنتي الليلة، وأحتاج أن أركن السيارة هنا، حتى يمكني نقل حاجيات الحفل منها، |
50 kişiye yemek yapıyorum. Parti vereceğiz, tıraş olmam lazım. | Open Subtitles | سأطبخ ل 50 شخصا لدينا حفلا الليله , وأحتاج أن أحلق |
50 kişiye yemek yapıyorum. Parti vereceğiz, tıraş olmam lazım. | Open Subtitles | سأطبخ ل 50 شخصا لدينا حفلا الليله , وأحتاج أن أحلق |
Bunu kasete kaydediyorum çünkü hayatım son zamanlarda gerçekten çılgın bir hâl aldı ve benim bunu birisine anlatmam gerek. | Open Subtitles | أسجل هذا على شريط لأن حياتي أصبحت مجنونة مؤخراً وأحتاج أن أخبر أحداً عنها |
Ama tedavim başlayacak ve yalnız kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | لكنني سأبدأ بالعلاج الآن وأحتاج أن أبقى لوحدي |
- Beni klüpte terk etti. O yüzden bir şoföre ve bu akşamı atlatacağım bir yere ihtiyacım var. Tamam. | Open Subtitles | لقد تركتني في النادي وأحتاج أن يقلني أحد للمدينة ومكان أنام فيه الليلة |
Bir aile oluşturmak istiyorum ve bunu yapmak için de buna hazır olan birisine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | أنا بشدة اريد أن أكون عائلة وأحتاج أن أقوم بذلك مع شخص مستعد أن يكون هناك لأجلي؟ |
Evet, elin boş kalsın istemedim o fişi de geri almam lazım. | Open Subtitles | نعم، حسناً لم أرد أن أتركك معلّقة وأحتاج أن أسترد ذلك |
Ortopedi randevumu ayın 15'ine alman lazım. | Open Subtitles | وأحتاج أن تغييري موعد المفاصل إلى الخامس عشر |
sanırım evimde bir ruh var ve benim ondan kurtulmam lazım." | TED | أعتقد أنه يوجد شبح في منزلي، وأحتاج أن أتخلص منه." |
Ama bir adam öldü ve ne olduğunu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لكن هناك رجلاً ميّت,وأحتاج أن أعرف ماذا حدث. |
Jinora gitti ve benim onu bulmam gerek. | Open Subtitles | جينورا أختفت , وأحتاج أن أجدها |
Ancak şimdi biliyorsun ve sana ondan bahsetmem gerek. | Open Subtitles | لكن الآن تعرفين وأحتاج أن أخبرك عنه |
Onun hakkında bir şeyler söylüyorlar, bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | إنهم يقولون أشياءاَ عنه , وأحتاج أن أعرف |
ve demiş ki, "Gillian annenin bana anlattığı herşeyi dinledim ve onunla özel olarak konuşmam gerekiyor." | TED | جوارها وقال، "جيليان لقد استمعت لكل ما قالته والدتك وأحتاج أن أتحدث معها على انفراد". |
Onu buldunuz ve bunu doğrulamam mı gerekiyor? | Open Subtitles | هل بالفعل وجدته؟ وأحتاج أن أتأكد |