Arkadaş olarak yemek planlarımız vardı ama kendimi pek iyi hissetmiyordum onun için iptal edip Seth'i geri yolladım. | Open Subtitles | قمنا بمخطط عشاء كأصدقاء ولم أكن بصحة جيدة فألغيت الموعد وأرسلته في طريقه |
Sonra oyları bir tabloya sıraladım, özet tablo çıkardım, PowerPoint'e aktardım. Tatile çıkmadan önceki gece üzerine biraz yıkıcı bir isim yapıştırıp oy veren herkese isimsiz adresten yolladım. | TED | ثم جمعت الأصوات في جدول بيانات ركض على جدول محوري، أخرجه إلى الباوربوينت وفي الليلة التي تسبق رحيلي في إجازة أنا صفعت اسم شبه تخريبية على ذلك وأرسلته بالبريد من العنوان الإلكتروني المجهول لكل من صوت |
Son darbeyi indirmeden hemen önce zamanda bir geçit açtım ve onu kötülüğümün hakim olduğu bir geleceğe yolladım. | Open Subtitles | قبل ان يسدد ضربته القاضية... قمت بفتح بوابة زمنية وأرسلته الى المستقبل... حيث شري هو السائد... |
Belki de kafam diye gövdenin üstünde gezdirdiğin saksıyı parçalara ayırıp annene göndermeliyim. | Open Subtitles | ربما لو قطعت رأسك وأرسلته لأمك ستتعرف عليك |
Belki de kafam diye gövdenin üstünde gezdirdiğin saksıyı parçalara ayırıp annene göndermeliyim. | Open Subtitles | ربّما لو قطعت رأسك وأرسلته لأمّك |
Bahşişini verdim ve neşe içinde geri yolladım. | Open Subtitles | أعطيته إكراميته وأرسلته في طريقه الممتع |
Virüs temellerini öğrendikten sonra virüsün görüntüsünü ters mühendislikle çıkarıp Quentin'e yolladım. | Open Subtitles | بعدما تمكّنتُ من بعض الأساسيات، صمّمت تصميمًا للمظهر المحتمل لبرنامج التجسُّس وأرسلته إلى (كوينتن). |
- İyi. Starling Hastanesi'ne yolladım. | Open Subtitles | -أجل، وأرسلته لمستشفى (ستارلينج) العام . |