ويكيبيديا

    "وأسوأ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • En kötü
        
    • en kötüsü
        
    • ve en
        
    • daha kötü
        
    • daha kötüsü
        
    • daha da kötü
        
    • daha kötüsünü
        
    • daha da kötüsü
        
    • kötü tarafı
        
    Bu da bize sınıftaki En kötü çocuk olma şansını veriyor. Open Subtitles قد يكون أكبر وأسوأ فتى في الصف يعبر ويقوم بذلك أيضاً
    Yağ vücutta bir sürü bölüme dağılır ama En kötü yağ, göbekte olandır. Open Subtitles لأن الكثير من الدهون موزعة في أماكن مختلفة وأسوأ دهون هي دهون البطن
    Ve ılık Körfez çıplak başımı yıkarken fark ettim, en iyi tarafımızı, aynı zamanda En kötü tarafımızı barındırıyor. TED وكما في الخليج الدافئ تغسل رأسي العاري أدركت أنه يحوي أفضل وأسوأ ما فينا.
    Bu adam sistemli, çok dikkatli ve en kötüsü sabırlı. Open Subtitles هذا الشخص منهجى وقاسى وأسوأ ما فى الأمر أنه صبور
    Ana branşım futboldu ve kaleciydim, sahadaki hem en iyi hem de En kötü görevdir. TED رياضتي الرئيسية كانت كرة القدم، وكنت حارسة مرمى، وهو أفضل وأسوأ موقع في الملعب.
    Yeni bir restoran için en iyi fikirleri ve En kötü fikirleri bulmak zorundalar. TED وعليهم أن يبتكروا أفضل الأفكار لمطعم جديد وأسوأ الأفكار لمطعم جديد.
    En iyi ve En kötü davranışlarımızın ve arada kalan tüm o belirsiz kısmın biyolojisini nasıl anlayabiliriz? TED إذاً كيف نستوعب بيولوجية أفعالنا، وأسوأ خصالنا وكل هذا الغموض بينهما؟
    Eğer yaşadığınız ülkede başkanla bir sorununuz olduğunda yaşayacağınız En kötü şey başkan olamamanızsa şanslısınız. TED عندما تعيش في بلد ولديك مشكلة مع الحاكم وأسوأ شيء متوقع حدوثه هو أن يطردك من الرئاسة، فأنت محظوظ.
    Plastiklerle ilgili En kötü şey, çevreye ulaşır ulaşmaz parçalanmasıdır. TED وأسوأ ما في البلاستيك، أنه بمجرد أن يتفاعل مع البيئة، يبدأ بالتفتت.
    Gri atlılar korkutucu. Avrupa'nın en soylu ve En kötü idare edilen süvarileri. Open Subtitles هؤلاء الرجال على ظهور الخيل , مرعبين إنهم أنبل سلاح فرسان أوروبا وأسوأ أداء
    - Sen nasıl hissediyorsun? En iyi arkadaşı... ve şimdiye kadar tanıdığın En kötü düşmanı kendinde birleştirmek? Open Subtitles كيف تشعرين وأنتِ تتحالفين مع أفضل صديق وأسوأ عدو عرفتِه في حياتكِ؟
    Görünüşe göre kendi kraliçe annesine kraliyet muamelesi yapıyormuş ve en kötüsü? Open Subtitles اتضح انه كان يقوم بالمعالجة الملكية مع امه الملكة وأسوأ جزءِ هو؟
    Aralarından en kötüsü ise insancıl teknoloji hareketi. TED وأسوأ ما في اﻷمر حقاً هي حركة التكنولوجيا البشرية.
    Bu adam sistemli, çok dikkatli... ve en kötüsü, sabırlı. Open Subtitles هذا الشخص منهجى وقاسى 000 وأسوأ ما فى الأمر أنه صبور إنه معتوه
    Ama o beni buldu ve tüm senaryo daha da kabarmaya başladı... ve gittikçe, kötü, daha kötü, çok kötü oldu. Open Subtitles الأمر كان فقط بسبب أنها تعرفت علي .. ثم كان كل شيء لاحقا .. فقط يتفجر ويصبح الأمر أسوأ وأسوأ وأسوأ
    - Evet daha kötüsü de Miss Cinnamon Cider yarışmasında Magnolia'nın en iyi manken seçileceğini herkes biliyor, artık herkes ona aşık olacaktır. Open Subtitles - نعم، وأسوأ جزء هو ان كل الناس يَعْرفُون ان ماغنوليا ستكسب مسابقة ملكة جمال سينامون سيدر
    Duyduğunuz her şey doğru, Lordum. Hatta daha da kötü. Open Subtitles كل ما سمعته صحيح ، يامولاي وأسوأ
    Ya çalışanlarınız kültürel ön yargı, dışlama, belki daha kötüsünü yaşıyorsa? TED ماذا لو عانى موظفوك من ثقافة المحاباة والإقصاء، وأسوأ من ذلك؟
    Barut, veya daha da kötüsü. Gemi dolusu barut. Open Subtitles مسحوق أسود وأسوأ الباخرة بأكملها محملة بهذة المادة
    En kötü tarafı, ...bir daha asla kimseyi... birbirimizi sevdiğimiz gibi sevemedik. Open Subtitles وأسوأ شيءِ؟ نحن أَبَداً محبوبونُ أي شخص آخر ثانيةً، لَيسَ الطريقَ حَببنَا بعظهم الآخر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد