Erişilenler'in neden seni seçtiğiyle ilgili olayı kavramayı umut ediyorum. | Open Subtitles | وأمل الحصول على بعض البصيره. مثل لما وقع الإختيار عليك؟ |
Harika bir arkadaş grubu ve ebeveynlere sahip olmak ve sevgi dolu bir ilişki içinde olmak, bana diğerlerine yardım etmek için güç ve umut verdi. | TED | وجود دائرة كبيرة من الأصدقاء، والآباء داعمة والدخول في علاقة عاطفية، في الواقع منحني قوة وأمل لمساعدة الآخرين. |
Sorulara hazır ol ve çok fazla olmamasını umut et. | Open Subtitles | كن جاهزا للأسئلة وأمل أن لا يكون الكثير منها |
Dünyanın umudu, kenarda sallanıyormuş! | Open Subtitles | وأمل العالم كله، يترنح على حافة الهاوية. |
İnsanlığın kurtulabilmek için tek umudu 85 milyon yıl öncesine bağlıydı. | Open Subtitles | وأمل البشرية الوحيد في النجاة... يقبع على بعد 85 مليون عامًا في الماضي.. |
Sizi kendi hâlinize bırakıp derslerimi anlamanızı mı umuyorum? | Open Subtitles | هل اسمح لكم بالذهاب وأمل انكم قد فهمتم الدرس ؟ |
Hiç bir muhbir ile karşılaşmadım Ve umarım karşılaşmam... ama senin oynadığın muhbir, tam bir muhbirin olması gerektiği gibiydi, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم ألتقي بمخبّر وأمل بأن لا أفعل ذلك، لكن طريقة لعبك لدور المخبّر، هكذا يجب أن يكون. |
Teslim olmayacağım. Umarım bunda başarılı olurum. | Open Subtitles | أنا لن أستسلم وأمل أن أظل صامدا |
Onu arabayla geçer ve onun arabanın içine zıplamasını umut ederiz! | Open Subtitles | نحن سنمرّ بالسيارة على فقط ه وأمل يقفز في السيارة الجيب! |
Bu an, mutluluk anı, barışma ve gelecekten umut anı bize evrensel insanlığımızı hatırlatıyor. | Open Subtitles | هذه اللحظة لحظة من البهجة للمصالحة، وأمل للمستقبل يذكّرنا بإنسانيتنا المشتركة |
Çünkü resmen adı konana kadar hâlâ umut vardır ve umut... | Open Subtitles | لأنّه قبل انتهاء الأمر لهذا الوضع صراحةً، فقد كان هناك أمل وأمل. |
Ama yaşayan birinin olması bana cesaret ve umut veriyor. | Open Subtitles | ولكن بسببك أنتِ، بتُّ أعيش على شجاعة وأمل بلقياك |
İçinde bir yerlerde ufak bir ışık, umut olmalı. İşte o parçandan rica ediyorum. | Open Subtitles | لا بد أن بداخلك بمكان ما يوجد بصيص خير وأمل |
Ben olsam, herkese bir sembol ve umut verirdim. | Open Subtitles | أود الحصول على الجميع رمز وأمل. |
Bu ülkenin en büyük gücü ve umudu biziz. | Open Subtitles | إنه أعظم قوة وأمل لـ هذا الوطن |
John Connor, dünya çapında direnişin ilderi ve insanIığın son umudu. | Open Subtitles | جون كونر ) ... زعيم المقاومة العالمية ) وأمل البشرية الأخير |
Lexie'ye düğün gününde birinin yardım edeceği umudu. | Open Subtitles | وأمل أن تجد (ليكسي)، من يساعدها في يوم زفافها. |
Bak, Başkanın 2016 seçimlerine gireceğini tamamen bekliyorum ve beni aday arkadaşı yaparak cömertlik göstermesini umuyorum. | Open Subtitles | انظر, انا أتوقع تماما أنه سيتم انتخاب الرئيس في عام 2016 وأمل ان اخدمه بما يكفي وأن يدعوني لأكون نائبه مرة أخرى |
Ama kibar bir hanımefendi olarak neden ki seçtim balyozu dua edip Tanrı'nın da beni dinlediğini umuyorum. | Open Subtitles | ولكن لسيدة رقيقة مثلي، سببحملهامطرقةثقيلة.. هو الدعاء للأفضل وأمل بأن يُجيب الرب |
Aydınlanma ideallerinin heyecanlı bir anlatı olduğuna inanıyorum, benden daha büyük sanatsal tutkuya ve daha çok söz yetkisine sahip kişilerin bunu daha iyi anlatıp yaymasını umuyorum. | TED | انا أؤمن أن الأمثلة العليا للتنوير يمكن أن تلقى سردا مثيرا وأمل أن اشخاص الذين يملكون أسلوبا فنيا وقدرة بلاغيه أفضل مني أن يشرحوها بشكل أفضل وينشرونها أسرع. |
Hiç bir muhbir ile karşılaşmadım Ve umarım karşılaşmam... ama senin oynadığın muhbir, tam bir muhbirin olması gerektiği gibiydi, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم ألتقي بمخبّر وأمل بأن لا أفعل ذلك، لكن طريقة لعبك لدور المخبّر، هكذا يجب أن يكون. |
Teslim olmayacağım. Umarım bunda başarılı olurum. | Open Subtitles | أنا لن أستسلم وأمل أن أظل صامدا |