Ve buraya size, o öldüğü için bunun son bulmayacağını söylemeye geldim. | Open Subtitles | وأنا هنا لأخبرك أنّ ذلك ليس على وشك الانتهاء الآن بمجرّد موته |
Ve buraya size, o öldüğü için bunun son bulmayacağını söylemeye geldim. | Open Subtitles | وأنا هنا لأخبرك أنّ ذلك ليس على وشك الانتهاء الآن بمجرّد موته |
Ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. | Open Subtitles | . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره |
İşte ben buradayım. | Open Subtitles | وأنا هنا لأقول لك يا شريف لدي شيء لك لتفعله |
Ama, ben burada hayatımdaki önemli bir anı kutlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا هنا أحاول أن أحتفل بتلك اللحظة المُهمّة من حياتي |
Ben yokken beni düşünmeni beklemiyorum, Ben buradayken de beni düşünmedin. | Open Subtitles | لا أتوقع أن تفكر فىَّ فى غيابى أنت لم تفكر فى وأنا هنا فقط أردت أن أقول |
ve burada size kralın çıplak olduğunu söylüyorum. | TED | وأنا هنا لأخبركم أن الإمبراطور لا يلبس ثيابا. |
Hepinizin yapacak işleri var, bense burada parçaları topluyorum. | Open Subtitles | أنتم جميعاً في الميدان، وأنا هنا أحرك القطع فحسب. |
Sizlere kederle birlikte ilerleme sürecinin bir kısmını paylaşmaya geldim. | TED | وأنا هنا لأشارككم جانباً من عملية المُضي قُدماً خلال وأثناء الحزن. |
Bugün de, sizleri, yaptığım ilk puzzledan bugün ne yaptığıma kadar ufak bir yolculuğa çıkarmaya geldim. | TED | وأنا هنا اليوم لأعطيكم جولة صغيرة من أول لغز قمت بتصميمه من خلال ما أٌقوم به الأن |
Ben Cindy Dickens InterCity Havayollarının görevlisiyim ve eve dönmenize yardımcı olmak geldim. | Open Subtitles | أنا سندي ديكنز. من الطيران الداخلي وأنا هنا لأوصلك الى البيت. |
Şunları söylemek için geldim... bu ülkenin kanunlara saygılı beyaz vatandaşları... çalıp çırpan, tecavüz eden, cinayet işleyen... ve yaptıkları yanına kalan zencilerden bıkıp usanmıştır! | Open Subtitles | وأنا هنا لأقول أن المواطنون البيض الملتزمون بالقانون في هذه الولاية سأموا من الزنوج الذين يسرقون |
...o benim hizmetkarım ve bedelini ödemeye geldim. | Open Subtitles | إنه خادمي وأنا هنا لأدفع الدين الذي عليه |
Ve ben buradayım çünkü dibi olmayan işim beni servet sahibi yaptı. | Open Subtitles | وأنا هنا لأن رحلتي إلى الهاوية لم تجلب لي أي شيء |
İşte bütün problemde bu, sen oradasın ben buradayım ve şu anda leş gibi kokan bir mutfakta seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة اللعينة أنك هناك وأنا هنا وأنا فى هذا المطبخ اللعين وهو مقرف للغاية |
Boşver çocukları, uyuyorlar. Üstelik ben buradayım. Öyle mi? | Open Subtitles | إنسي أمرههم فهم نائمون وأنا هنا |
ve ben Ona yarınki seçmeler için yollanmış bir faks getiriyordum. | Open Subtitles | وأنا هنا لأسلمها فاكس به صفحات من مشهد سينيمائي لإختبارها غداً |
Dört yıldır ilk defa böyle güzel taze kızlar geliyor, ve ben burada yol savaşçılarına lanet sandviç yapıyorum. | Open Subtitles | أول مرّة منذ أربع سنوات أحصل على بعض الحلوات، سمك طازج دخل هنا، وأنا هنا أصنع سندويشات لمحاربي الطريق؟ |
Ben buradayken hiçbir arabanın gitmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد رؤية سيارات تتحرك وأنا هنا |
Kazaydı ve burada kendini toplaması için yardım ediyorum. | Open Subtitles | -لقد كانت حادثة وأنا هنا لمساعدته حتى يستعيد عافيته |
Kız kardeşimin başına büyük bir bela musibet olmuşken bense burada oturup örgü örüyorum. | Open Subtitles | شقيقتي الصُغرى في خطرٍ حقيقي. وأنا هنا أقوم بالحياكة. |
Ben de burada kendi işime bakıyorum, partiye falan katılıyorum. | Open Subtitles | علمت أنكِ هناك تقومين بعملك وأنا هنا أهتم بشؤوني الخاصة |
Endişeliyim ve sana kendine yardım etmen için burdayım. | Open Subtitles | إني قلقة وأنا هنا لمساعدتك على مساعدة نفسك |
Ve bu benim. Evet. ben de buradayım, çünkü beni buraya sen getirdin. | Open Subtitles | نعم وأنا هنا أيضاً لأنك أحضرتنى هنا ، لذا أخبرنى فحسب |
Borcunu ve sorunlu geçmişini biliyorum ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | وأعلم عن دينك وعن ماضيك مع الفتيات وأنا هنا لتقديم العون |