Bu yüzden, yeni bir yetimhane kurmak ve o çocukları kurtarmak, onlara yeni ve güvenli bir ev vermek için yerli gruplarla ve yerel yetkililerle beraber çalıştım. | TED | لذلك عملت مع فريق محلي والسلطات المحلية لبناء دار أيتام جديد وإنقاذ الأطفال كي أمنحهم منزلًا آمنًا جديدًا. |
Kötü adamları pataklayıp kızı kurtarmak eğlenceli gözüküyordu. | Open Subtitles | جعلو الأمر يبدو أكثر مرحاً في ضرب الأشرار وإنقاذ الفتاة |
Arama kurtarma ekibi tarafından daha sonra aranırsın, tamam mı? | Open Subtitles | لست في مزاج يسمح بطلبي لمهمة بحث وإنقاذ لاحقًا، اتفقنا؟ |
Baldwin Şehri Arama kurtarma Ekibi'ni alarma geçirip onları buraya getirmemiz lâzım. | Open Subtitles | نحن بحاجة لتنبيه بولدوين وفرق بحث وإنقاذ المقاطعة لينشروا فريقهم في المكان |
Ben seni, kendimi onu ve babanı kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إنقاذك وإنقاذي وإنقاذه وإنقاذ والدك |
Sonra sen elinden geleni yapıp yılanı dışarı çıkartıp Sarah'ı kurtarabilirsin. | Open Subtitles | ثم أن يمكن أن تفعل ما بوسعك لإخراج الأفعى وإنقاذ سارة |
Benim gerçekliğinde hayatımızı kurtarmak için Jack Teal'c'i Apophis'e ihanet etmeye ikna etti. | Open Subtitles | في واقعي، جاك أقنع تيلك ليخون أبوفيس وإنقاذ حياتنا |
Bir tapınağa dalıp, rahibi öldürüp, bütün altını çalmak ve kızı kurtarmak? | Open Subtitles | الاندفاع إلى المعبد وقتل الكاهن وسرقة كلّ الذهب وإنقاذ الفتاة؟ |
Piramit almak, Sphinx kurtarmak gibi şeyler mi? | Open Subtitles | تبنّي الهرم، وإنقاذ أبو الهول، هذا النوع من الأشياء؟ |
Anlayamadığım bir nokta var. İnsanların hayatını kurtarmak için, bir çiftlik kurdun. | Open Subtitles | ساعدني على فهم ذلك، لقد أنشئت المزرعة لمساعدة الناس وإنقاذ حياتهم. |
Eğer geleceğe engel olup evliliğini kurtarmak istiyorsan ilk adım karından sır saklamamak olsun. | Open Subtitles | إن كنت تريد منع المستقبل وإنقاذ زواجك أول خطوة ليست إخفاء الأسرار عن زوجتك |
Şerife haber vermeliyiz. Arama ve kurtarma timi var mı burada? | Open Subtitles | يجب أن نتصل بالمأمور، هل هناك فرقة بحث وإنقاذ هنا ؟ |
İzlerini bulabilirsek onu yakalama ve masum insanları kurtarma şansı yakalamış oluruz. | Open Subtitles | إذا تعقبناهم ، فستسنح أمامنا فرصة لإلقاء القبض عليها وإنقاذ الأشخاص الأبرياء |
-Hayır üzgünüm. -Komutan Cunnings size, kurtarma operasyonunu ele alacağını söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبرك النقيب ـ كانينغز ـ بأنه سيتولى مهمة البحث وإنقاذ الملازم ـ وايد ـ |
Cummings size Yüzbaşı Wade'in arama kurtarma operasyonu kendisi yöneteceğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبرك النقيب ـ كانينغز ـ بأنه سيتولى مهمة البحث وإنقاذ الملازم ـ وايد ـ |
Böyle gezip dünyayı kurtarmaya çalışırken... | Open Subtitles | وسط كل هذا التجوال في الكوكب وإنقاذ العالم |
Eğer su seviyesini sıfıra indirebilirsen etkisiz bırakma butonuna basabilir, NIM'i kapatabilir ve günü kurtarabilirsin. | TED | إن كان بإمكانك أن تخفّض مستوى المياه إلى الصفر، ستتمكن من ضغط زر الإبطال في لوحة المفاتيح، إيقاف "نيم"، وإنقاذ الجميع. |
Ondan uzun bir atış, Tretiak için kolay bir kurtarış. | Open Subtitles | من المنطقة المحايدة رمية طويلة وإنقاذ سهل من (تريتياك) |
Geliştirilmiş zırh kullanarak suçla savaşmayı ve şehri kurtarmayı saçma bir fikirmiş gibi gösteriyorsun. | Open Subtitles | تجعلين الأمر يبدو وكأن استخدام درع مقوَّى لمكافحة الجريمة وإنقاذ المدينة فكرة معتوهة. |
Kadını kurtar, kötü adamı öldür ve dünyayı kurtar. | Open Subtitles | إنقاذ فتاه من الخطر قتل الشرير وإنقاذ العالم |
Aradığın adamı öldüreceğim. Çocuğu kurtaracağım. Sonra da bebek bezi alacağım. | Open Subtitles | "لقتل من تبحثين عنه، وإنقاذ طفل، وتذكّر شراء الحفاضات" |
Ya da bu krizi bir fırsata çevirebiliriz. Yerli halkı destekleyerek ve güçlendirerek yağmur ormanlarını ve kültürünü kurtarabiliriz. | TED | أو تُحَوّلوا هذه الأزمة لفرصة لصالح السكان الأصليين، لدعم السكان الأصليين وإنقاذ الغابات الاستوائية وثقافتها. |
Hayatımızı kurtarmanın tek yolu, listeyi doğru ellere teslim etmekten geçiyor. | Open Subtitles | الأن, الفرصة الوحيدة التي لدينا لإنقاذها وإنقاذ أنفسنا هي وضع هذا في الأيادي الصحيح, حالما نستطيع |
Ya da işini yaparsın ve küçük kızını kurtarırsın. | Open Subtitles | أم تود القيام بواجبك وإنقاذ ابنتك؟ |
İnsanları kurtarmaktan, dengeden bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتكلمين عن التوازن، وإنقاذ الناس |
Biz de engel olup Madaky'i tutuklayacak ve sayısız masum hayatı kurtaracağız. | Open Subtitles | سنقوم اعتراض عليه، اعتقال Madaky، وإنقاذ الأرواح البريئة لا تعد ولا تحصى. |
Bunun, Rigg'in, arkadaşlarını kurtarmasıyla alakası yoktu. | Open Subtitles | لم يكن ذلك متعلق بـ(ريغ)، وإنقاذ أصدقائه. |