Ve sen de onun, vücudu kurtarmak için kolu koparmaya midesinin yetmeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | وإنك لا تعتقد بأن لديه الجراءة .لكي يلوى الذراع لحفظ الجسد |
Ve sen de onun, vücudu kurtarmak için kolu koparmaya midesinin yetmeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | وإنك لا تعتقد بأن لديه الجراءة .لكي يلوى الذراع لحفظ الجسد |
Ayrıca yolculuk, gidilen yerden daha önemlidir Ve sen dostum, harika bir maceraya atılmak üzeresin. | Open Subtitles | ناهيك عن أن متعة الطريق تفوق متعة الوصول. وإنك يا صديقي على وشك أن تنطلق في مغامرة مذهلة. |
Ortalık kan gölüne dönerdi ve ahlaksızlıktan geçilmezdi, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لتكونن مقتلة عظيمة وقدرمنالفسوقعظيم، وإنك لتعلم هذا. |
Yaptığın şey için üzgün olduğunu ve öyle olduğun için üzgün olduğunu söylüyorsun, bir daha yapmayacağım diyorsun. | Open Subtitles | عليك فقط القول بأنك آسفة لما فعلته وإن تكوني آسفة على من أنتي وإنك لن تكرري فعلتك مرة أخرى |
30 saniyedir falan seninle konuşuyoruz Ve sen de başını sallıyorsun ama bana hiç dinliyormuşsun gibi gelmedi. | Open Subtitles | إننا نخاطبك طَوال 30 ثانية، وإنك تهز رأسك لكني لا أظنك منصتًا. |
30 saniyedir falan seninle konuşuyoruz Ve sen de başını sallıyorsun ama bana hiç dinliyormuşsun gibi gelmedi. | Open Subtitles | إننا نخاطبك طَوال 30 ثانية، وإنك تهز رأسك لكني لا أظنك منصتًا. |
Bu şehir çığırından çıktı Ve sen kurtarmayı başaramadın. | Open Subtitles | المدينة خارجة عن السيطرة، وإنك عجزت عن إنقاذها. |
Bu teklifim sayesinde hayatları değişecek Ve sen bunu göremeyecek kadar aptalsın. | Open Subtitles | إنني ناوٍ على أن أدفع لعملائك مالاً قد يغير حياتهم وإنك أغبى من اللازم على أن ترى ذلك. |
Ben Atlantis Kralı Orm, General. Ve sen emir verecek konumda değilsin. | Open Subtitles | أنا (أورم) ملك (أطلانطس) أيها اللواء، وإنك لست في وضع لإصدار الأوامر |
Burası Virginia Ve sen de tıpkı atlar ve domuzlar gibi John Waller'ın malısın! | Open Subtitles | إن هذه (فرجينيا) وإنك من ممتلكات (جون والر) مثل الخيول وللخنازير لا شيء أكثر |
Aynı zamanda Savage eşini ve çocuğunu öldürmeden birkaç gün evvel Londra'da bulunduğunuzu da çaktım Ve sen onları güvenli bir yere götürmeye çalışmıyorsun buna rağmen. | Open Subtitles | ولاحظت أيضاً أننا جئنا (لندن) قبل بضعة أيام من محاولة (سافاج) قتل زوجتك وابنك وإنك لا تحاول تأمينهما |
Ve sen benimle geliyorsun. | Open Subtitles | وإنك لآتٍ معي |
sen de her zaman kafana göre kazanamayabilirsin. | Open Subtitles | وإنك تعجز عن الانتصار بناءً على حدسٍ وبتهميش المنطق. |
- Aşırı tepki veriyorsun. - sen de naif davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تبالغين بردة فعلك - وإنك بدأت تصبح ساذجا - |
Bunu bir merdiven olarak düşün. sen de bu merdivenin en altındasın. | Open Subtitles | اعتبر حالك سُلَّمًا، وإنك أسفل المتسلّقين |
Yaptığın şey için üzgün olduğunu ve öyle olduğun için üzgün olduğunu söylüyorsun, bir daha yapmayacağım diyorsun. | Open Subtitles | عليك فقط القول بأنك آسفة لما فعلته وإن تكوني آسفة على من أنتي وإنك لن تكرري فعلتك مرة أخرى |