Diğer oğlu Ryan, mutfaktan bu kavgaya ayak uyduruyor. Köpekler bir odaya kitlenmiş ve gerginler. | TED | وابنها الآخر ريان لا ينفك صراخه ينبعث من داخل المطبخ، والكلاب المحبوسة داخل غرفة النوم تصدر جلبة وضجة. |
Anna ile Tijuana büromuzda birkaç hafta önce tanışmıştık, Mesika'da oğlu ve kendisinin öldürülmesinden korkuyordu. | TED | كنا قد التقينا آنا قبل أسابيع في مكتبنا في تيوانا، حيث عبرت عن خوفها من أنها وابنها سيقتلون في المكسيك. |
Ana oğul olarak tüm ejderha türlerini bulup bütün sırlarını keşfedebiliriz. | Open Subtitles | سنكشف عن كل لغز ونبحث عن كل فصيلة معا كأم وابنها |
- Oh, sarhoş bir sürücü.... Kadın kocasını ve oğlunu kaybetti. | Open Subtitles | كان زوجها مخموراً مات فى الحادث هو وابنها |
Claire ve oğlunun hayatlarına devam etmesi lazım. | Open Subtitles | (كلير) وابنها يحتاجون لأن يمضوا يحياتهم. |
Eski sevgiline ve onun küçük oğluna para vermeni anlıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، انظر... اعطاء مال لخليلتك السابقة وابنها أتفهم الأمر نوعاً ما |
Hayalet, bugün bir yangın daha çıkardı. Bir anneyle çocuğunu öldürdü. | Open Subtitles | أشعل (الشبح) نارًا أخرى اليوم، قتل أمًّا وابنها |
Bir kadın ve çocuğu olmak ne kadar zor olabilir? | Open Subtitles | كو هو صعب على إمرأة وابنها أن يكونا؟ |
Bu, anne-oğul TatliKalpler dansı için bir davetiye. | Open Subtitles | إنّها دعوة حفل للرقص من أجل الأمّ وابنها |
"Anneme kocasıyla ve oğluyla yattığını söylersen senin suratını dağıtırım." polis olayım. | Open Subtitles | أجهد نفسي لأخبر أمي أنك عاشرت زوجها وابنها الشرطي |
Bir anne ile oğlu sonsuz bir çöle doğru yolculuk ediyorlar. | TED | أمٌ وابنها يتجشمان مشقة رحلة عاثرة في فلاة. |
Cariye ve oğlu hakkında bana anlattığın hikayedeki, sensin, öyle değil mi? | Open Subtitles | القصة التى رويتها لى عن محظية الملك وابنها أنه أنت؟ صحيح؟ |
Tatlım, kız kardeşim ve oğlu bir süre bizde kalabilirler mi? | Open Subtitles | عزيزي، كيف تشعر إن سكنت أختي وابنها معنا لبعض الوقت؟ |
Üç yıl önce, bir anne ve oğlu acımasızca öldürüldü. | Open Subtitles | قبل ثلاث سنوات، تم إطلاق النار على أم وابنها بدمٍ باردٍ |
Duygusal dul ve oğlu, işsiz balıkçı. | Open Subtitles | أرملة عاطفية، وابنها رجل صيد عاطل عن العمل |
Benim ilgim istihbarat ajanım ve oğlu için. | Open Subtitles | كيف؟ اهتمامي ينصب على زميلتي في وكالة المخابرات وابنها |
Kaç gün var ki baş başa dertleşemedik şöyle ana oğul. | Open Subtitles | مرّت أيّام منذ أن تكلّمنا أنا وأنت كأمّ وابنها |
Anneyle oğul arasındaki kavgaya katılmak iki tarafla da arayı bozar. | Open Subtitles | التدخل في امور الأم وابنها موقف ذو خسارة محتمة |
Anne ve oğul arasındaki sevgiden daha güçlü bir şey olmadığını sanırım ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أن كلانا يعرف أنه ليس هناك ما هو أقوى... من الحب بين الأم وابنها... |
Adı Diane Huxley. Onu ve oğlunu korunmaları için CTU'ya gönderdim. | Open Subtitles | لقد أرسلتها هي وابنها إلى الوحدة للحماية |
O kadın ve oğlunu ciddi bir tehlikeye atıyor olabilirsin. | Open Subtitles | قد تعرّض هذه المرأة وابنها لخطر كبير |
Ve oğlunun adı Raymond. | Open Subtitles | وابنها يدعى " ريموند " |
Eski sevgiline ve onun küçük oğluna para vermeni anlıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، انظر... اعطاء مال لخليلتك السابقة وابنها أتفهم الأمر نوعاً ما |
Hepinizin bildiği gibi Erich Blunt, Cindy Strauss'u ve onun doğmamış çocuğunu öldürmekle suçlanıyor. | Open Subtitles | (وكما تعلمون الان, (ايرك بلانت متهم بقتل (سيدني ستراوس) وابنها الغير مولود |
Kız kardeşim ve çocuğu sadece üstünde kızarmış parmak, dilim, şiş yazan şeyleri yiyorlar. | Open Subtitles | أختي وابنها, فقط يأكلون الطعام "الذي اسمه "مقلي أصابع - شرائح أو عصا |
Küçük bir anne-oğul eğlencesi diyelim ama sanırım hallederim. | Open Subtitles | القليل من أكشن الأم وابنها, لكن أعتقد أنه بإمكاني إلغائها |
Shane, Paige ve oğluyla taşınıyor. Bugün kontrat imzalayacaklar. | Open Subtitles | " شين " ينتقل مع " بيج " وابنها سوف يوقعون العقد اليوم |