Bölgedeki bambu bitkileri, birkaç on yılda bir defa büyük miktarlarda meyve üretiyor. | TED | تُنتج نباتات الخيزران المحليّة كميّات كبيرة من الفواكه مرّة واحدة كل بضعة عقود. |
Ne büyük bir değişim. bir mektubun bunları yapması harika bir şey. | Open Subtitles | هذا تغيير كبير ، من المذهل أن تفعل رسالة واحدة كل ذلك |
"Korku iblisi her 1300 yılda bir 13. cumada ortaya çıkar. | Open Subtitles | شيطان الخوف يظهر مرة واحدة كل 1300 عام في الجمعة الــ13 |
her 10 yılda bir yaptığı gibi oğullarını ziyarete gelmişti. | Open Subtitles | لمقابلة أبنائها الإثنان كما تفعل مرة واحدة كل عشر سنوات |
Bu hayvanların her birkaç yılda yalnızca bir kere yavruladığını düşününce bu poşetlerin içinde gerçek anlamıyla bir neslin yok olduğunu görüyorsun. | Open Subtitles | عندما تفكر في أن كل واحد من هذه الحيوانات لديها الجرو واحدة كل بضع سنوات، كنت تبحث في حرفيا جيل كامل محا، |
Şimdi, şunlardan günde bir defa alacaksın, bittikleri zaman sana daha fazla getireceğim. | Open Subtitles | الآن عليك أخذ هذه مرة واحدة كل يوم وسأجلب لك المزيد عند إنتهائها |
Daha küçükleri çok daha sık olur ama bu da, muhtemelen bin yıllık aralıklarla, ya da birkaç asırda, birkaç bin yılda bir olur. | TED | أما الأجرام الأصغر فأكثر حدوثاً، لكنها تحدث ربما مرة واحدة كل ألفية، كل بضعة مئات أو آلاف من السنوات، |
Güneş enerjisinin de bir sorunu vardı: Ay, Dünya etrafındaki yörüngesini bir ayda tamamlar. | TED | وكانت توجد مشكلة حقيقية في الطاقة الشمسية، إذ يدور القمر حول الأرض مرة واحدة كل شهر |
Haftada bir gün kurulan ve insanların fotoğraflarını düzelttirdikleri geçici fotoğraf kitaplıklarında tarama ekipmanlarımızı hazırlıyorduk. | TED | ومرة واحدة كل أسبوع، نقوم بتثبيت معدات المسح لدينا في مكتبات الصور المؤقتة التي أنشئت، حيث كان الناس يستردون صورهم. |
Ürünleri ihtiyaç üzerine alıyorlar. Alex'teki bir insan bir paket sigara almaz. her gün bir tek sigara alır, böylesinin daha pahalı olmasına rağmen. | TED | تشتري المنتوجات عند الحاجة، شخص في آلكس لا يشتري علبة سجائر، بل يشتري سيجارة واحدة كل يوم، حتى وإن كان الثمن أغلى. |
Ve kişisel fikrim, bunu birkaç yılda bir yapmak isterdim, ama onlar bunu yapmamıza izin vermezler. | TED | شخصيا، اود تفعيل هذه التجربة مرة واحدة كل سنة ولكن لن يسمح لي |
Ama dağılımın bu tarafında, dünyanın Psycho Milts gibi sadece bir tane fotoğraf gönderen insanları sözkonusuysa, bu da kurumun engel olma özelliğini ortaya çıkarır. | TED | لكن عندما تكون هنا حيث كل بسايكو ميلت وأقرانه في العالم يضيفون صورة واحدة كل مرة، تصبح المؤسسة عائقاً. |
Bu değişim, her bir arenada, her bir kurumda, teker teker gerçekleşecek. Değişime yol açan kuvvet genel, ama sonuçlar özel olacak. | TED | وهذا ما سيحصل في حقبة من الزمن، مؤسسة واحدة كل مرة . المجموعات عامة ، لكن النتائج ستكون أكثر تحديداً. |
O yıl her 2 ayda bir geceliğine kasabaya gelirlerdi ve bir gün sonra buhar olup uçarlardı. | TED | كانوا يأتون إلى بلدتي لليلة واحدة كل شهرين ذاك العام، وبعدها فجأة يرحلون بحلول اليوم التالي. |
bir de depremler var, yaklaşık her beş senede bir bu alanın tamamını silen yanardağ patlamaları var. | TED | ومن ثم هناك الزلازل ، والثورات البركانية ، ثم بناء على أمر من واحدة كل خمس سنوات وهي تقضي تماماً على المنطقة خارجاً. |
Bunlar katmanlanıyorlar, her seferinde 1 kat, ilk önce kemik, boşlukları da kıkırdakla dolduruyoruz. | TED | يتم وضعها في طبقات, طبقة واحدة كل مرة اولا العظم, ثم نملأ الفجوات بالمادة الغضروفية |