Beni hırpalamayı kesmesi karşılığında Troy'un incisini almayı kabul etti. | Open Subtitles | ماذا؟ وافقت على قبول لؤلؤةتروي إذا توقف عن ضرب رأسي. |
Köpekler yasa dışı madde tespit edince çıplak aramayı kendisi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافقت على التفتيش العاري بعد أن إكتشف الكلب مادة غير قانونية |
Islah evinden erken çıkartıldım çünkü kamu hizmeti yapmayı kabul ettim. | Open Subtitles | لقد خرجت من الحجز مبكراً لأنني وافقت على عمل خدمة المجتمع |
Ama o garip günden dolayı bu toplantıyı kabul ettim. | Open Subtitles | لكن كما تعلم بسبب ذلك اليوم الموحش وافقت على المقابلة |
Anlat bakalım, Livesy, neden dediklerini hemen kabul ettin ? | Open Subtitles | تبا يا ليفزي لماذا وافقت على اقتراح القبطان |
Senin hikaye gelecek ayın konusu olacak, tabii benim şartlarımı kabul edersen. | Open Subtitles | قصتك سوف يتم نشرها في عدد الشهر القادم، لو وافقت على شروطي |
Açıkçası seninle herhangi bir yere gitmeye razı olmasına şaşırdım. | Open Subtitles | صدقًا، إنّي مندهش لكونها وافقت على الذهاب لأيّ مكان معك. |
Oğlumun güvenliği karşılığında size yardım etmeyi kabul ettiğimi anlamış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يفترض أني وافقت على مساعدتكم في مقابل سلامة ابني |
Peki ya Bakan Chambers'e yollamak istediği mesajı iletmeyi kabul edersem? | Open Subtitles | ماذا لو وافقت على تسليم الرسالة التي يريدها إلى وزير الدوائر؟ |
çocuğun bakımına yardımcı oluyor çocuğu birkaç günlüğüne köyüne götürmeyi kabul etti. | Open Subtitles | إنها تقدم الرعاية للطفلة. وافقت على أخذ الطفلة إلى قريتها لعدة أيام. |
Demek ehliyetin hala geçerli ve Sağlık Bölümü isteğini kabul etti. | Open Subtitles | إذًا رخصتك الإسعافيّة لا تزال صالحة، والصحّة قد وافقت على طلبك. |
Hastanın nişanlısı böbreğini başkasına vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | خطيبة المريض وافقت على إعطاء الكلية لشخص آخر |
New York Şehri, sizin için ödeme yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | مدينة نيويورك وافقت على الدفع مقابل إطلاق سراحكم |
Bu görüşmeyi, birkaç şeyi açıklığa kavuşturmak için kabul ettim. | Open Subtitles | قد وافقت على هذه المقابلة لأننا بحاجة لتوضيح بعض الأمور. |
Yani, çabucak olsun bitsin istedim bu yüzden her şeyi kabul ettim. | Open Subtitles | أعني لقد حدث بسرعة شديدة لأني في الأساس وافقت على كل شيء |
Hollywood'un kralı olmaya geri dönüyorum ama kraliçemin kuralları altında yaşamayı kabul ettim. | Open Subtitles | بل سأعود لأكون ملك هوليود ولكنّني وافقت على أن أعيش وفقاً لقواعد ملكتي |
Apollo, kazanma şansı olmayan biriyle dövüşmeyi niye kabul ettin? | Open Subtitles | ابولو, لماذا وافقت على القتال مع رجل بالتأكيد ليس له فرصة فى الفوز؟ |
Eğer başladığın işi bitirmeyi kabul edersen. Daha önce de istedi mi? | Open Subtitles | لو وافقت على إنهاء ما بدأته هل طلب منك من قبل ؟ |
Ben de Artemisia'nın onun portresini yapmasına razı oldum. | Open Subtitles | ولقد وافقت على السماح لأرطماسيا برسم بورتريه له |
Telefon çalınca, ofisle konuşacağız ve onlara senin müdür olmayı kabul ettiğini söyleyeceğiz. | Open Subtitles | عندما يتصل سنتحدث معه من المكتب سأخبره بأنك وافقت على أن تكون الرئيس |
Ve öğrenci dernek başkanı, sizin geçici statünüzü onayladı. | Open Subtitles | وكطالب رئيسيه باللجنه .وافقت على وجودهم المؤقت |
Haberler iyi. Noah Sandborn'un sınıfınıza katılımı için yaptığınız başvuruyu onayladım. | Open Subtitles | خبر جيد , لقد وافقت على طلبك بإنضمام نوح ساندبورن إلى صفك |
En son onlardan içtiğimde sanat tarihi dersimdeki bir kızla çıkmayı kabul etmiştim. | Open Subtitles | عندما تناولت واحداً من هذه في المرة الأخيرة وافقت على الخروج بصحبة فتاة |
Bunu yapmayı kabul ettiğimde şarkı mı söylemem gerekecekti yoksa konuşma mı yapacaktım bilmiyordum. | TED | عندما وافقت على هذا، لم أكن أعلم إذا كان متوقعًا مني أن أتكلم أو أغني |
evet,her zaman yapılır ve bilirsiniz yetkileri de var. | Open Subtitles | نعم , دائما يطلبون ذلك وانت بالطبع وافقت على ذلك |