Mantıksız çünkü bunun gerçekçi ya da idealistik olanı seçmekten farkı yok. | TED | ذلك غبي تماماً كمحاولة الإختيار بين أن تصبح واقعياً أو مثالياً. |
Vakfımı kurduğum zaman, önce dünyayı şu anki halini düşündüm, sonra gelecek nesillere bırakmayı umduğum dünyayı düşündüm. Hayatım boyunca önemsediğim ve üzerinde etki yaratabileceğim şeylerle ilgili gerçekçi olmaya çalıştım. | TED | عندما نظمت مؤسستي، وفكرت في العالم كما هو والعالم الذي آمل أن أتركه للجيل القادم، وحاولت أن أكون واقعياً حول ما أهتميت به طوال حياتي والذي ما يزال لدي تأثير عليه. |
gerçekçi ve uyanık olmalısın. Bir şey getirmez bu. | Open Subtitles | عليك أن تكون واقعياً وشفافاً ليس هناك من جدوى |
Benim istediğim bu değil. Mantıklı olanı bu tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس ما كنت أريده هذا يبدو واقعياً ، حسناً؟ |
Teknik olarak, benim payım 15,000'di yani sadece 85,000 çaldım. | Open Subtitles | إذاً, واقعياً, حصتي هي 15,000دولار, لذا فقد سرقت 85,000 |
gerçekçi ol abi. Yüzümüzü gördü. Gaines'in yüzünü gördü. | Open Subtitles | كن واقعياً يا رجل ، لقد رأت وجوهنا لقد رأت وجهه |
Eğer istesek bile, gerçekçi olursak onları bulabilmemizin bir yolu yok. | Open Subtitles | حتى و إن أردنا ذلك، واقعياً ليس لدينا فرصة لنجدهم |
Sadece bu kez gerçekçi ol. - Hayır, sen gerçekçi ol. | Open Subtitles | كن واقعياً هذه المرة فقط كلا، كونِي أنت واقعية |
Sadece bu kez gerçekçi ol. - Hayır, sen gerçekçi ol. | Open Subtitles | كن واقعياً هذه المرة فقط كلا، كونِي أنت واقعية |
"Ama önce gerçekçi davranman gerek. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكون واقعياً أنا أتحداك بدءاً من الآن |
Lionath serveti önerisini görüyorlar. Her türlü ittifaktan daha gerçekçi olduğunu. | Open Subtitles | إنهم يرون أنّ كنوز ليوناث تمثّل عرضاً أكثر واقعياً من أىّ تحالف |
Lionath serveti önerisini görüyorlar. Her türlü ittifaktan daha gerçekçi olduğunu. | Open Subtitles | إنهم يرون أنّ كنوز ليوناث تمثّل عرضاً أكثر واقعياً من أىّ تحالف |
Her iki tarafı da tanıyarak, bir savaşçı gerçekçi ve eylemlerinden sorumlu hâle gelir. | Open Subtitles | بإدراك الجانبين يصبح المقاتل واقعياً ومسئولاً عن تصرفاته |
Babam arkasına bakar falan diye gerçekçi görünsün dedim. | Open Subtitles | أردت أن يبدو الأمر واقعياً فى حالة ألتف والدى لرؤيتنا |
gerçekçi ve sağduyulu olmak zorundasın. Başka yolu yok. | Open Subtitles | عليك أن تكون واقعياً وشفافاً ليس هناك من جدوى |
Her iki tarafta militan gruplar var, bu yüzden gerçekçi olarak... | Open Subtitles | يوجد فصائل مسلحة على كلا الجانبين، وذلك واقعياً |
Ama gerçekçi olmamız lazım. | Open Subtitles | ولكن علينا ان نفكر واقعياً بشأن إعانتنا هنا |
Tam ortasında gerçekçi ve neredeyse kimsenin zarar görmeyeceği bir çıkış yolu içeriyor. | Open Subtitles | الأمر الذي يعني قطعاً جذرياً. ثم الخيار المتوسط، الذي في المقابل يبدو واقعياً وغير هجومي. |
Dünyayı gerçekten tecrübe etmek istiyorsanız sürekli Mantıklı olmaya çalışmayı bir kenara bırakmalı işlerin kendi kendine düzeleceğini ümit etmeyi kesmeli ve elinizdekinin kıymetini bilmelisiniz. | Open Subtitles | إن أردت أنت تجرب الحياة فعلاً سيتوجب عليك التوقف عن كونك واقعياً طيلة الوقت والأمل بأن الأمور ستتحسن |
Onu kabul edeceğim ve siz de Mantıklı davranmasına dikkat edeceksiniz. | Open Subtitles | سأقنعه وسترى كيف سيكون سيكون واقعياً |
Teknik olarak, o kalorileri ben yaktım. | Open Subtitles | واقعياً, أنا من حرق تلك السعرات الحرارية |
- Bence çok gerçekçiydi. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان أداء واقعياً جداً |
Görev çizelgem nasıI Gerçek olabilir? | Open Subtitles | فلماذا سيكون اثارتي برسوم الجداول يكون واقعياً كذلك |