Öğrencilere bilim kariyerinde en gerçekçi deneyimi nasıl sunabileceğimizle alakalı düşündük. | TED | فكرنا في كيفية إعطاء الأطفال تجربة أكثر واقعية من مهنة علمية. |
Bir rüyaydı ama bugüne kadar yaşadığım, en gerçek şeydi. | Open Subtitles | لقد كان حلماً، لكنه كان أكثر الأشياء التي خضتها واقعية. |
- Öyleyim! gerçekçiyim. - Korkuyorsun. | Open Subtitles | ـ لا ، أنا واقعية ـ أنتِ خائفة ، أنتِ خائفة |
Bilim insanları ayna kutusu terapisinin daha da gerçekçi kılacak sanal gerçeklik tedavileri geliştiriyor. | TED | قام العلماء بتطوير علاج بواسطة الواقع الافتراضي. ما يجعل صندوق المرآة تجربة أكثر واقعية. |
Olaylara çok, çok gerçekçi bir bakış yöntemi. Çok mantıklı. | Open Subtitles | يا لها من طريقة واقعية للنظر إلى الأمور وراشدة أيضاً |
Bu şehre ulaştığınızda gerçekliğini görürsünüz. | TED | تعلمون عندما تصلون فعلياً إلى هذه البلدة فهي ذات واقعية |
Sabit bir aracı olan ışınsal fiber ile yapılabilir ve hiper hızlı kablosuz bağlantı gerçeğe dönüşebilir. | TED | يمكنها القيام بذلك بواسطة وسيط مستقر، وجعل الاتصال اللاسلكي الفائق السرعة حقيقة واقعية. |
Berrak olanlar, olmayanlardan daha gerçekçi ve daha az tuhaftır. | Open Subtitles | فهي أكثر واقعية و أقل غرابة من الأحلام الغير شفافة |
Eğer bana sorarsanız size çalışmalarınıza daha gerçekçi yaklaşmanızı öneririm. | Open Subtitles | إذا قبلت نصيحتي أقترح أن تقارب دراستك بطريقة أكثر واقعية |
Bugün size, yüz yüze geldiğimiz zorlukların gerçek olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | واليوم أقول لكم أن التحديات التي نواجهها هي أمور واقعية |
Ama bu da öğrenmedir çünkü onlardan gerçek yerlere gitmelerini istedik. | TED | ولكن هذا امرٌ يندرج ضمن التعليم ايضاً لاننا نطلب منهم الذهاب الى اماكن حقيقية واقعية |
Yine de, bazı anlar vardı, hiç şüphesiz, gerçek, içten müzikal etkileşimin gerçekleştiği bazı anlar vardı. | TED | ولكن مجدداً كان هناك لحظات حتماً لحظات كانت واقعية جداً .. صدقاً .. اثناء العزف كنت مستمتعا و مأخوذاً بها موسيقياً |
gerçekçiyim ve aşkın insanlara ne yaptığını bilirim. | Open Subtitles | اني واقعية . اعلم ماذا يفعل الحب بالناس |
Duygusuz davranmaya çalışmıyorum. Sadece gerçekçiyim. | Open Subtitles | لست قاسية، أنا أحاول أن اكون واقعية. |
Sonra hedefe yaklaştıkça, gerçeklik kazanmaya başladı. | Open Subtitles | ثُم, كُلّما اقتربنا, كُلما أصبحت اكثر واقعية. |
Şimdi, mantıklı ol. 6 dolarlık birşey için 50 doları reddedemezsin? | Open Subtitles | والآن كوني واقعية, لا يمكنكِ رفض خمسين دولار وأنتِ ابتعتيه بـ6 دولار |
Dünyanın gerçekliğini, bize sunulan haliyle kabul ederiz. | Open Subtitles | من أن يكتشف حقيقة العالم الذي يعيش به نحن نتقبل بفرضية واقعية العالم الذي نقدمه |
Eğer karadelikler uzay ve zamanda bir kestirme yol ise bilim kurgunun en küçük fikirlerinden birini gerçeğe dönüştürebilirler. | Open Subtitles | إن كانت الثقوب السوداء طرق مختصرة عبر المكان والزمان قد تحوّل إحدى الأفكار العملية الخيالية إلى فكرة واقعية |
Gerçekten ayık hâlde bir kızla konuşmamın üzerinden çok uzun zaman geçti. | Open Subtitles | أنا آسف. انها كانت منذ فترة طويلة مرة منذ ان كنت في الواقع وتحدث لفتاة واقعية. |
sadece bir padişah olmak pek dikkate alınmazdı. pratik veya somut bir meslek sahibi olmak gerekirdi. | Open Subtitles | فكونك سلطانا لا يجعلك تمتلك مهنة عملية واقعية |
L.A Sokak sanatında usta değilim ama bu parça bana çok otantik geldi. | Open Subtitles | لستُ خبيراً في فن الرسم في شوارع "لوس أنجلوس" ، لكن هذا طريف تلك القطعة تبدو أكثر واقعية بالنسبة لي الآن |
Şey, 3. bölümün sonunda biraz büyülü gerçekçilik kullanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً، اجرب كتابة حبكة واقعية ساحرة في نهاية الفصل الثالث |
Hayır. Haklıydın. Bu gece için aklımda gerçekci olmayan bazı fikirler vardı. | Open Subtitles | لا ، فقد كنت محقاً ، فقد كان عندى بعض الأفكار الغير واقعية عن اللية |
Kitaplar bizim için her zaman... diğer her şeyden daha gerçekti. | Open Subtitles | أكثر واقعية من أي شيء آخر |
Fakat hala kullanabileceğimiz pragmatik seçenekler var. | TED | ولكن لا تزال هناك خيارات واقعية بديلة يمكن أن نستخدمها. |