Ve Gerçek şu ki çoğu kişi Afrika'nın berbat olduğunu düşünüyor. | TED | والحقيقة هي أن الكثير من الناس يعتقدون أن أفريقيا مشوَّهة. |
Ve Gerçek şu ki, bu cidden fazla zaman almıyor. | TED | والحقيقة هي أن ذلك بالفعل لا يحتاج الكثير. |
Gerçek şu ki lüksün çok farklı türleri var. Göreceli lüks de var, zengin olmayan insanlar için. | TED | والحقيقة هي أن هناك أنواع مختلفة جداً من الرفاهية. وهناك الرفاهية التي هي نسبية ، للناس الذين لا يملكون الكثير. |
Gerçek şu ki kimse bir sınıfa girmiyor çünkü sınıflar yok. | TED | والحقيقة هي أن لا أحد يلائم الصندوق في الواقع، لأنه لا وجود للصناديق. |
Ve Gerçek şu ki, bu geçiş döneminde pek çok şey bizim için epey iyi gidiyor. | TED | والحقيقة هي أن أشياء كثيرة تسير في مصلحتنا خلال هذا التحول. |
Sadece gerçekler önemli ve Gerçek şu ki hangi dünyada olursan ol bir mermi işini bitirir. | Open Subtitles | بل الحقائق فحسب، والحقيقة هي أن رصاصة قادرة على إخراجكِ من أي عالم تختبئين به |
Ama Gerçek şu ki, aslında hayatım tamamen sona erdi. | Open Subtitles | أفكر بأن لدي حياتي كلها امامي. والحقيقة هي أن نصف حياتي أنتهت. |
Gerçek şu ki pek çok evlilik tam olarak bu çeşitten bir neden dolayı başarısız oluyor. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن أغلب الزيجات التي تفشل تنهار لهذا النوع من الأسباب تحديداً |
Ama Gerçek şu ki, en başta bunu düşünmeyi bile hak etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن عليكم أن يكون لديه الحق في إمتلاك هذة الفكرة |
Gerçek şu ki hükümet yolsuzlukla varlığını sürdürüyor. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن الحكومة موجودة فقط للفساد. |
Gerçek şu ki, selefiniz sizi hükûmetinde dahi istemiyordu. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن الرئيس السابق لم يرغب في تواجدك في إدارته |
Gerçek şu ki, selefiniz sizi hükûmetinde dahi istemiyordu. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن الرئيس السابق لم يرغب في تواجدك في إدارته |
diyorlardı. Ve Gerçek şu ki, bu bir insan sorunu. | TED | والحقيقة هي أن هذه مشكلة بشرية. |
Gerçek şu ki sağlam bir el-göz modeline ihtiyacım var. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن مزرعة يتطلب ناحية صعبة والعين carying. |
Gerçek şu ki...oradakiler Atom Enerji Kurumu Müfettişleriydi. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن هناك مفتشي الوكالة. |
Gerçek şu ki ağabeyim beş yıl önce öldü. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن أخي توفي قبل خمس سنوات |
Gerçek şu ki giden gitti. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن ما رحل قد رحل |
Ve Gerçek şu ki herkes aşırı tepki veriyor. | Open Subtitles | ... والحقيقة هي أن الجميع يضخّم الموضوع |
Kulağa komik geliyor ama Gerçek şu ki, imkanı yok bir satıcı seni fark etmez. | Open Subtitles | أنها ridicol، دار ... والحقيقة هي أن تاجر أن لا يتوقع من أي وقت مضى. |
Ancak Gerçek şu ki Marjorie Webb düzinelerce insana yoktan yere umut vererek mutsuzluk getirmiş sapkın bir sahtekardan başkası değildi. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن (مارجوري ويب) محتالة جلبت البؤس للعشرات من الناس |