Bu doğruyu yanlışı ayırt edemeyen cahil birisi için nazik bir dildir. | Open Subtitles | وهل الكلام المهذب يكون مع بائع جوال، لايستطيع التفرقة بين الصواب والخطأ. |
Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek için telif hakları uzmanı olmak gerekmez. | Open Subtitles | لاتحتاج أن تكون خبيراً في الممتلكات الفكرية لتعرف وتميز بين الصواب والخطأ |
Ama onlar doğru ve yanlışın güçlü hissine sahipti. | Open Subtitles | ولكن، كان لديهم قدرة فِطرية على التمييز بين الصواب والخطأ |
Milyonlarca yıldan fazla, farklılık ve seçim, farklılık ve seçim- deneme ve yanılma, deneme ve yanılma. | TED | لقد تم عبر ملايين السنين .. عن طريق التمايز والانتخاب التمايز والانتخاب التجربة والخطأ التجربة والخطأ |
Doğruyu yanlıştan ayırt edemiyor, sonuçların idrakinde değil. | Open Subtitles | لم يستطع التمييز بين الصواب والخطأ أو أن يفهم عواقب أفعاله |
Bu yeni Dünya'da neyin doğru, neyin yanlış olduğunukim biliyor ki? | Open Subtitles | من يعرف ما هو الصواب والخطأ في هذا العالم الجديد ؟ |
"Ahlaki belirsizlik" ise "Televizyon programları, doğru ile yanlışı ayırt edebilmeme engel oluyor." | TED | الغموض الأخلاقي هي عروض تلفزيونية . التي لا تقوم على التميز في الفرق بين الصواب والخطأ. |
Doğruyla yanlışı ayırt edemez. | Open Subtitles | في عالم تنقلب فيه موازين الصواب والخطأ على عقبيها |
Doğruyla yanlışı ayıramıyor musun? | Open Subtitles | ليس لديك أي احساس بالصح والخطأ ربما لا .كيف |
Doğrusu, yanlışı bir kenara... beni fena halde köşeye sıkıştırdın. | Open Subtitles | بوضع الصح والخطأ جانباً لأنك تضعني في وضع مخيف |
Bana doğruyu ya da yanlışı anlatmak senin haddine değil. | Open Subtitles | لست فى موقف لتخبرنى بما هو الصواب والخطأ |
Doğruyu ve yanlışı ayırt edebilir ve çevresinde sahip olduğu yeri anlayabilirdi. | Open Subtitles | كان لديه حس أقوى بالصواب والخطأ وفهم متنامِ لمكانه في العالم |
Bir bok anlamıyorum ama doğru ile yanlışın farkını biliyorum! | Open Subtitles | ربما لا أعرف شيئاً لكنني أعرف الفرق بين الصواب والخطأ! |
Bu kız şu anda gerçeklerin... yada doğru ile yanlışın ne olduğunu ayıramıyor. | Open Subtitles | هذه الفتاه ليس لديها مفهوم عن الواقعيه او الفرق بين الصواب والخطأ |
Biliyorum, olay da burada yasaları incelemek için avukatları kullanabiliriz ama doğru ile yanlışın ayrımını gerçekten bilen kişiler gerekli bize. | Open Subtitles | أعلم , ولكن ها هو الأمر يمكننا الإستعانة بمحامون لتنفيذ القانون ولكن نحتاج حقاً لأشخاص يعلمون الفرق بين الصواب والخطأ |
Ve deneme yanılma yoluyla mucizeler yaratan sadece bu biyolojik sistemler değil. | TED | وليست فحسب النظم البيولوجية التي تبدع المعجزات عبر التجربة والخطأ |
Bunu hiç söylememeliydim... çünkü doğruyu yanlıştan ayırt etmedeki mükemmel yeteneğinle... kendini işbirlikçi gibi hissetmiş olursun. | Open Subtitles | لا , عليّ الا أقول هذا لأنكِ ستشعرين بما لديك من حس للصواب والخطأ بأنكِ كاملة بشكل أو بآخر |
Neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ya da yakalanıp yakalanmamakla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا شيء يتعلق بالصواب والخطأ ولا يتعلق بخوفي من أن يتم اكتشافي حتى |
Ve tüm iyi polisler gibi, o da kanunlara, doğruya ve yanlışa ve aralarındaki ince, kırılgan çizgiye inanıyor. | Open Subtitles | و هو مثل الشرطيين الجيدين هو يؤمن بالقانون... فى الصح, والخطأ... والخيط الرفيع الذى بينهما |
Çok yemem ve yanlışla doğru arasındaki farkı bilmem. | Open Subtitles | لن آكل طعام كثير ، ولا أعرف الفرق بين الصواب والخطأ |
Senin gibi alçaklar, yanlış ve doğru terimini tamamen değiştirdi. | Open Subtitles | انتم أيها الأوغاد من غيّـر معاني الصواب والخطأ |
Neyin doğru veya yanlış olduğuna, kimin deli olduğuna biz karar veririz. | Open Subtitles | نحن نقرر ماهو الصواب والخطأ من المجنون والعاقل |
Gerçekler yanıltıcı olabilir, söylentiler ise doğru ya da yanlış çoğunlukla açıklayıcı olurlar. | Open Subtitles | حسناً، الحقائق قد تكون خاطئة، بينما الإشاعات فتحتمل الصّواب والخطأ دوماً تكشف الحقائق |
Doğru ve yanlış hakkında meraklıydı. | TED | وكان يشعر بالقلق بشأن ماهو الصواب والخطأ. |