Kızını terkediyor ve 20 yıl sonra sürünerek, gözyaşları içinde geri dönüyor. | Open Subtitles | لقد ترك ابنته, وبعد 20 سنة, عاد مرة آخرى والدموع في عينيه.. |
Ve yeni doğan çocuğum ise beşiğinde ağlıyordu, gözyaşları yanağından akıyordu. | TED | وطفلي حديث الولادة في مهده، يبكي، والدموع تنهمر على وجهه. |
Vücudunun sıcaklığı, al yanaklarından dökülen gözyaşları, ağlamaya başladım. | TED | ودفء جسمها والدموع التي انهمرت على خدودها. وبدأت في البكاء |
Rüya Krallığı, gözler ve gözyaşı... Ne demek istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | مملكة الأحلام ، والدموع والعيون لا أعرف ما الذي يقصده |
Kahkaha ve gözyaşı istemsiz insan tepkileridir, ifade kapasitemiz için bir vasiyettir. | TED | الضحك والدموع كلاهما ردود فعل بشرية لا إرادية، ودليل على قدرتنا على التعبير. |
Yarı çıplaktım, kan revan içindeydim ve yüzümden yaşlar boşanıyordu. | TED | لقد كنت نصف عارية، ومغطاة بالدماء والدموع تنزل على وجهي. |
Yas etmek, arkadaşlarınız, zaman ve gözyaşları sizi ancak bir noktaya kadar iyileştirebilir. | TED | سيشفيكم الحزن والأصدقاء، الوقت والدموع إلى حدٍ ما. |
Fakat gülümsemeler ve gözyaşları yıllar boyunca en güçlü duygularımı tersine çevirdiler. | Open Subtitles | ولكن الإبتسامات والدموع عبر السنين مازالت تعصف بضربات قلبي |
Fakat gülümsemeler ve gözyaşları yıllar boyunca en güçlü duygularımı tersine çevirdiler. | Open Subtitles | ولكن الإبتسامات والدموع عبر السنين مازالت تعصف بضربات قلبي |
Yağmurun savurduğu soğuk gözyaşları Çarpar buğulanmış pencere camıma | Open Subtitles | مع البرد, والدموع الباردة يصطدم المطر بِلوح زجاج النافذة |
Geçen sene bağırışlar, çığlıklar gözyaşları, sarılmalarla geçen bir sene oldu. | Open Subtitles | كان لدينا بعض اللحظات السنة الماضية. حيث كانت مليئة بالصياح والصراخ، والدموع والأحضان. |
Sence ben ofisimde, ağlayarak sıkı poposunun üstünde oturup gözyaşları haki renk kıyafetin üstünden göğüslerini ıslattığını gördüğümde hiç bunu "gelen kutuma" sığdırabilir miyim diye düşünmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن باني لم أرى قطعه ضيقه تجلس في كرسي مكتبي تبكي والدموع تغطي صدرها المنتفخ وظننت بأني استطيع مضاجعتها على المكتب |
Etrafımdaki gözyaşları bir haftada kumarbazın şans damarı gibi kaybolacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | والدموع التى تتجمَّع حولى طوال الأسبوع... تتلاشى. مثل المُقامِر الذى لا يتوقَّف عن الرِبح, |
Orada gözyaşları içinde bana bakarak sadece oturdu. | Open Subtitles | واكتفى بالنظر الي ..والدموع تملأ وجهه |
Ağzım kıpkırmızı, ...beyaz gözyaşları üzerine damlıyor. | Open Subtitles | فمي أحمر والدموع البيضاء تدغدغه |
Üç Ana'nın, bu üç mekandan ıstırap, gözyaşı ve korkutucu karanlık ile dünyaya hükmettiğinin farkına vardığımda artık çok geçti. | Open Subtitles | ولكني اكتشفت بعد فوات الأوان أنه من هذه الأماكن ستتحكم الثلاثة أمهات في عالم الألم والدموع والظلام |
Son zamanlarda insanlar, gösteriş ve gözyaşı ile dolu büyük performans bekliyorlar. | Open Subtitles | في هذا الزمن يريد الناس السعادة والدموع والأداء العظيم |
Son zamanlarda insanlar, gösteriş ve gözyaşı ile dolu büyük performans bekliyorlar. | Open Subtitles | في هذا الزمن يريد الناس السعادة والدموع والأداء العظيم |
Keder, gözyaşı, depresyon. | Open Subtitles | بعد ذلك سكن الحزن والدموع والإحباط المنزل |
Bu şirketi kurmak için, fon için ücretsiz prova alanı için yalvarmayı uykusuz gecelerde buna körü körüne inanmayı kan, ter ve gözyaşı nehrini aklın almaz senin. | Open Subtitles | لا يمكنك تصور نهر الدم والعرق والدموع الذي سبحت فيه لبناء هذه المؤسسة أتوسل للتبرعات |
Gözlerinden yaşlar damlıyordu. Elini şu şekilde kaldırdı ve... "Biliyordum! | Open Subtitles | والدموع تنهمر على وجهه ورفع يده ناحيتى هكذا |
Saygılı bir yabancının iyi dilekler ve göz yaşlarıyla karşılandığı ve bir armağan olarak görüldüğü cami. | TED | المساجد حيث الغرباء المحترمون محفوفون بالبركات والدموع, ويُرحب بهم كهبه من الخالق. |