Savaş sona erdi ve gelecek kazandı. Geçmişin hiç şansı yoktu. | Open Subtitles | الحرب انتهت والمستقبل قد فاز لم يكن للماضي أي فرصة للفوز |
Bu gelecek hakkında bir hikâye ve gelecek korkunç olabilir. | Open Subtitles | هذه القصة تتكلم عن المستقبل. والمستقبل يمكن أن يكون مخيفاً. |
Açık olmak gerekirse, ben gazeteciyim, teknolojist değilim, ve yapmak istediğim kısaca bugünün ve geleceğin nasıl görüneceğine dair bir resim çizmek. | TED | الآن حتى نكون واضحين، أنا صحفي ولست تكنولوجيا، وبالتالي ما أود القيام به باختصار هو رسم صورة لما سيكون الحاضر والمستقبل عليه. |
Bu yüzden büyük bir onurla sunuyorum, işte karşınızda geçmişin ve geleceğin, Bay 3000'i Stan Ross. | Open Subtitles | لذا بكل يسعدني وبكل فخر أن أقدم لكم الحاضر والمستقبل السيد3000 ستان روس |
Orada olduğun süre boyunca geçmiş ve günümüz devam edecek. | Open Subtitles | وأنت هناك، الماضي والمستقبل سيستمران في التعايش، لكن حالما تستيقظ |
Ve bu süreçte, yüzeyin altındaki zaman tamamen farklı bir boyuttur ve burada geçmiş, şimdi ve gelecek birleşerek derin zaman hâline gelir. | TED | في حين أن جميع، ما تحت سطح الزمن هو هذا البعد الآخر بأكمله حيث يتحد الماضي والحاضر والمستقبل ويصبحوا زمن عميق بعيد. |
İşte sonuna geldik Ve atış! | Open Subtitles | هنا المرسل والمستقبل! |
Lelouch "geçmişe" ve "geleceğe" bakarken, seçebileceği tek yol olan "şimdi" | Open Subtitles | بينما يحدق ليلوتش في كلا من الماضي والمستقبل هل المسار الذي يؤدي إلى الحاضر؟ ، أي المسار الوحيد الذي يمكنه أن يختاره |
Söylediğim gibi, oyun geçmiş ve gelecekle ilgili. | Open Subtitles | حسناً، وكما قلنا، اللعبة عن الماضي والمستقبل. |
Bu yüzden bizim geçmiş, bugün ve gelecek algımız bizim yaratılışımızdan geliyor. | Open Subtitles | لذلك انطباعنا حول الماضي، الحاضر والمستقبل يجب أن يأتي من حيث شُيدنا. |
Daha iyi haber ise gelecek neredeyse kapımızda-- ve gelecek doku mühendisliğidir. | TED | الاخبار الجيدة هي ان المستقبل هنا تقريبا -- والمستقبل هو هندسة النسيج. |
Çizgi romanda geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman hepsi aynı sayfada bir aradadır. | TED | في قصة مصورة، الماضي والحاضر والمستقبل كلهم مصفوفون جنبًا إلى جنب في الصفحة نفسها |
Övgüye layık. geçmiş ve gelecek önemsizdir. | Open Subtitles | جدير بالثناء والعرفان الماضي والمستقبل غير متصلان بالموضوع |
Eğer biraz geleceği görebilseydiniz, benim sadece bir adam değil... devletin ve geleceğin ta kendisi olduğumu da anlardınız. | Open Subtitles | لو كنتم تتمتعون بالبصيرة كما تتمتعون بالبصر كنتم ستميزون بي ليس رجلاً فقط بل مؤسسة والمستقبل أيضاً |
Bu paradoksu sağlama alacak kadar güçlü, sonsuz heybetin içinde geçmiş ve geleceğin çarpışmasına imkan veren, yaşayan bir Tardis. | Open Subtitles | وتسمح للماضي والمستقبل بأن يصطدما في عظمة الأزل |
Ama bunun sebebi geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bir farkın olmamasıdır. | Open Subtitles | ولأنه لن يكون هناك فرق بين الماضي والحاضر والمستقبل |
İşte sonuna geldik. Ve atış! | Open Subtitles | هنا المرسل والمستقبل! |
Demek istediğim, içinde olduğumuz ve ne geçmişe ne de geleceğe bakmadığımız bir ân var mı hiç? | Open Subtitles | لو كان هناك وقت حين نكون حقا في اللحظة الحالية ودون النظر للماضي والمستقبل |
Söylediğim gibi, oyun geçmiş ve gelecekle ilgili. | Open Subtitles | حسناً، وكما قلنا، اللعبة عن الماضي والمستقبل. |
Sen diğer taraftan, şuanki ve gelecekteki düşmanlarına odaklan. | Open Subtitles | أنت في المقابل عليك التركيز على العدو الحاضر والمستقبل |
Ve hayattaki tecrübelerimden bir çok insan yeniliği, bir sonrakini, yeni olanı ve geleceği istediğini söylüyor. | TED | وما واجهته في حياتي هو أن العديد من الناس يقولون بأنهم يريدون الابتكار، وأنهم يرغبون في القادم، والجديد والمستقبل. |