yağmur, rüzgar ve de güneş ışığı, artık hepsi içeri girebiliyor. | Open Subtitles | سأبقي كل شيء مفتوحا من أجلك حتى أسمح بدخول الشمس والمطر |
Bu granit kayalarının erozyonudur. Yani, dağlar oluştu ve su, yağmur, buz ve benzeri ile aşındı ve kum tanecikleri haline geldi. | TED | إذن فالجبال قد تشكلت، وتتآكل بسبب المياه والمطر والجليد وما إلى ذلك، وتتشكل لدينا حبات الرمل. |
Boxerlar yağmur ve rüzgâr gibi doğar ve yağmur ve rüzgâr gibi ölürler. | Open Subtitles | نشأت الملاكمين مثل الريح والمطر ومثل الريح والمطر، سوف يختفي |
Sanırım mum ışığının ve yağmurun ihtiraslı kombinasyonu beni bebek gibi uyutuyor. | Open Subtitles | أخشى أن المزيج بين ضوء الشموع والمطر دائماً يجعلني أنام مثل طفل |
Çorbayı, yağmuru ve en çok da gün ışığını özlediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنها إفتقدت الحساء والمطر والأهم من ذلك، نور الشمس |
Gece uyanık olacağım, yağmur şiddetli yağıyor. | Open Subtitles | سوف أكون فوق طوال الليل والمطر يهطل على عبر سقف الغرفه |
Küçük damlalı, yakan yağmur, eski büyük damlalı yağmur, yandan gelen yağmur ve bazen de alttan yağıyormuş gibi yağan yağmur. | Open Subtitles | المطر اللاسع الصغير جداً والمطر الثقيل القوى والمطر العنيف جداً |
açıklanamayan olaylar hakkında. Yani gökten düşen kurbağalar, mavi kar ve kırmızı yağmur gibi. | Open Subtitles | مثل سقوط الضفادع من السماء، الثلج الأزرق، والمطر الأحمر |
yağmur yağıyordu ve bilirsin işte, bu sadece o zaman komik olur. | Open Subtitles | ورجلاي كالآعمدة والمطر ينهمر ,و--- أتعلمين أن هذا هو الوقت الحيد المسلي |
Bu yıl mısırlar iyi büyüdü. yağmur tam zamanında geldi! | Open Subtitles | الذرة هذه السنة طويلة حقا، والمطر هطل بالوقت المناسب |
Polis ışıkları suratıma yansıyor, ve yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | والشرطة تسلط الضوء على وجهي والمطر ينهمر |
yağmur yağdığı için ve Fiona'nın babası... tuhaf işe yaramaz bir tetikçi kiraladğı için işler biraz kötü görünüyor olabilir. | Open Subtitles | شريك ,لا تقلق الامور تبدو سيئة بسبب الظلام والمطر ووالد فيونا استأجر قاتل رخيص |
En kötü koşullarda bile rüzgar, dolu, yağmur, kar bombalar patlarken, mermiler uçuşurken ve bunların dışında. | Open Subtitles | في أسوأ الظروف, الرياح, والمطر والثلج القنابل المتفجرة والرصاص |
Böyle bir gecede bulutlar ve yağmur ayın çehresini gizlemiş. | Open Subtitles | في مثل هذا الليل، الغيوم والمطر تخفي وجه القمر. |
Dışarıda kaldıkça soğuk ve nem iliklerimize işliyor ve yağmur da Kuzey rüzgârının işini kolaylaştırıyordu. | Open Subtitles | كلما طال بقاؤنا كلما توغلت البرودة والرطوبة إلى عظامنا. والمطر يمهّد الطريق للدغات الريح الشمالية الغادرة. |
Hem o hem de yağmur olunca, uykuya dalmak bir dakika sürdü. | Open Subtitles | بين ذلك والمطر استغرقت اقل من دقيقة لانام ماالذي ايقظك ؟ |
Zemin oldukça ıslak olmalı, bu tür detayı koruyabilmesi için, ve yağmur sabah 4:00 civarında mı kesilmişti? | Open Subtitles | الأرض كان لا بدّ أن تكون رطبة جدّاً للإحتفاظ بذلك النوع من التفصيل والمطر توقّف في حوالي الرابعة صباحًا؟ |
Tepe noktası ile dip noktası arasındaki elektriksel gerilim 15 km uzunluğunda geniş bir fırtına bulutunu ve su buharı, yağmur ve buzdan oluşan bir girdabı yaratır. | Open Subtitles | يتزايد الجهد الكهربي بين القمة والقاعة في السحابة العاصفة بارتفاع 55 ألف قدم اضطرابٌ هائل لبخار الماء والمطر والجليد |
Sadece barış ve emeklerimizin meyvesini, güneşin ve yağmurun bereketini ve toprağın zenginliğini istiyoruz. | Open Subtitles | نطالب فقط بالسلام وثمرات جهدنا بركات الشمس والمطر وثراء الأرض |
Köprünün ve yağmurun aklımda kalan son görüntüsüyle aynı anda, | Open Subtitles | بالتزامن مع رؤيتى الأخيرة للجسر والمطر |
Yıldırımın, şimşeğin, bulutun rüzgârın, karın ve yağmuru yaratansın. | Open Subtitles | خالق الرعد، والبرق، والضباب خالق الرياح والثلج والمطر |