Öldürme konusunda ne kadar iyi olduklarının dışında bir şey yok efendim. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن كيف جيدة هؤلاء الرجال في قتل؟ لا يا سيدي. |
Kolye dışında, her şey nasıl gidiyor? | Open Subtitles | لذلك، وبصرف النظر عن قلادة، وكيف وتضمينه في الحال؟ |
Kız dışında, kimliğini tespit edemediğimiz tek kişi. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن الفتاة، وقال انه هو الوحيد لم نكن قادرين على معك بطاقة تعريف |
Bu taraftan çıkmayı planladığımızı bizden başka sadece siz ve Jack biliyordu. | Open Subtitles | وبصرف النظر عنا, أنت وجيك الوحيدان اللذان علمتما بالخطة للخروج بهذه الطريقة |
Boy ve vücuttan hariç sen benim için ağladın. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن الجسم والطول والوزن.. بكى لك أيضا بالنسبة لي. |
Dedektif Monroe'nun durumuyla ilgili anomali dışında, ekibinin kuralları bire bir yerine getirdiği kanısına vardım. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن الشذوذ أنا لاحظ مع المباحث مونرو، قدرة فريقك لمتابعة بروتوكول تتجاوز المعايير المعمول بها. |
Hint ve Pakistan nehirlerini beslemesinin dışında Tibet buzulları pek çok büyük nehrin de su kaynağını karşılıyor. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن التغذيته لانهار الهند وباكستان التبت هو مصدر الانهار الجليديه ومن اكبرها انهار |
-Uyluğundaki hafif sıyrığın içinde bulduğum kıymıklar dışında bir tane bile yok. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن هذه الشظايا السطحية أنا سحبها من كدمة في فخذه، وليس واحدة. |
Yandan şöyle bir göz atma dışında sorun yok. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن طفيف قضية هامشية الرؤية , وأنا بخير. |
Bunun dışında masa tenisini giderek daha iyi oynuyorum. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن ذلك ، انا أتحسن في لعب البينج بونج. |
Onun dışında her şey yolunda. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن تلك الأمور فنحن على الطريق الصحيح |
Hayatımda büyükbabamın dışında iki tane sorunum daha vardı. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن جدي فإن لدي أثنين من أكثر المآسي في حياتي |
Vücudundaki kurumuş kanlar dışında etrafta her hangi bir iz görünmüyor. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن أن هناك بعض الدم المجفف على جسده ، يبدو أنه لا يوجد أثر للآخرين في هذا المجال. |
Umarım bunun dışında, gezinizden zevk almışsınızdır. | Open Subtitles | آمل ذلك، وبصرف النظر عن هذا ,أنك استمتعي برحلتك |
Bunların dışında görmek istediğin biri yok mu? | Open Subtitles | ؟ تريهم أن تُريدين أشخاص أي لديكِ هل الناس، هؤلاء عن النظر وبصرف |
Başka şeylerin dışında, senin iyi olduğunu bilmemize yardımcı olacak. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن أي شيء آخر، فإنه يساعدنا على التعرف عليك بشكل أفضل |
gözle görülen bu ahlaksızlıklar bir yana sistem kendisi rekabete dayalıdır bu nedenle muhtemelen çok büyük oranda genelin hayrına olan işbirliklerini derhal imha eder bu nedenle gerçek bir global yapılanmaya her kalkışma engellenir bu finansal ve şirketsel yapılar artık demodedir ve ortadan kalkmalıdır. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن هذه اللا أخلاقيات الواضحة, النظامنفسهقائمٌعلى المنافسة، التي تـُدمرعلى الفور إمكانية |
Tesadüfî ceset canlandırma ve kira endişesi bir yana her şey harikaydı. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن إنعاش الجثة العرضية والقلق بشأن الإجار, يكون مذهلاً. |
Kendi türünden olanlar hariç hiçbir ortama uyum sağlayamayacak. | Open Subtitles | من المستحيل أن يندمج وبصرف النظر عن مع تلك النوع نفسه. |
Banka memurları hariç herkesin sırtüstü yatmasını ve kollarını, bacaklarını bir kedicik gibi yukarı kaldırmasını istiyoruz. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن الرواة، ونحن ندعوك للاستلقاء على الأرض، مواجهة وعقد ذراعيك وساقيك في الهواء مثل الهرة. |
Tamamen empatik bir çözüm -- ayıcıklar hariç tabi, onlar bundan çok hoşlanmıyor olmalılar. | TED | انه حل تعاطفي خالص -- وبصرف النظر عن حقيقة أن الدمى ربما لا تحبه. |