(Ses) Jim O'Grady: Hikâyemi haykırıyorum, hikâyemin çok güzel olduğunu biliyorum ve daha da iyi yapmaya başlıyorum-- (Gülüşmeler) onu süsleyerek. | TED | (تسجيل) (جيم أوجريدي) أنا في صدد ابتكار قصتي وأعلم أنها جيدة. وبعد ذلك بدأت في جعلها أفضل (ضحك) من خلال إضافة عنصر زخرفة. |
(Ses) JO: Hikâyemi haykırıyorum ve iyi olduğunu biliyorum ve daha iyi yapmaya-- UH: Aniden, görebileceğiniz gibi deneklerin tümündeki tepkiler hikâyeye kitleniyor ve tüm dinleyicilerde benzer şekilde aşağı ve yukarı hareket ediyor. | TED | (تسجيل) (جيم أوجريدي) أنا في صدد ابتكار قصتي وأعلم أنها جيدة. وبعد ذلك بدأت في جعلها يوري هاسون: فجأة، يمكنك أن تلاحظ أن مؤشرات جميع المشاركين تزامنت مع أحداث القصة. وتسير الآن إلى الأعلى والأسفل بطريقة مشابهة جداً في جميع المستمعين. |
Daha sonra şu komik soruyu sormaya başladılar: "Hep beraber sütyenlerinizi mi yakacaksınız?" | TED | وبعد ذلك بدأت في تلقي السؤال المضحك، "هل ستقمن جميعًا بحرق حمالات صدوركم؟" |
sonra, Ateşin Kalbi olayı çözülmeye başladı. | Open Subtitles | وبعد ذلك بدأت تتكشف مسألة جوهرة قلب النار |
sonra da ağlamaya başladım... bir kısmı rolün bunu gerektirdiğinden, bir kısmı da | Open Subtitles | وبعد ذلك بدأت البكاء وهذا لأن الدور يتطلب ذلك ولكن في نفس الوقت شعرت حقا بالسوء |
sonra bu kadının neye benzeyebileceğini hayal etmeye başladım. | Open Subtitles | وبعد ذلك بدأت تصوير ما هذه المرأة قد يكون عليه الحال. |
Mağazayı kaybetme konusunda stresliydim ve sonra seni kaybetme stresine girdim falan... | Open Subtitles | انا فقط كنت متوترة بخصوص ضياع المحل وبعد ذلك بدأت اتوتر بخصوص فقدانك و |
Usman Riaz: Evet, o ilkiydi. sonra -- O öğrendiğim ilk şeydi, sonra başka şeylere ilerlemeye başladım. | TED | عثمان رياز: نعم، ذلك كان أول واحد. ثم - كان ذلك أول شيء تعلمته، وبعد ذلك بدأت أتقدم إلى أشياء أخرى. |
Ve sonra Kate'i düşünmeye başladım, ve beni bir bütün hissettirdiği ilk anı. | Open Subtitles | "وبعد ذلك بدأت افكر بكايت"، ومع بداية الفجر جعلتني أَبْدو أكثرَ هدوءً |
sonra herkes gibi olmayı öğrenmeye başladım. | Open Subtitles | وبعد ذلك بدأت أتعلم كيف أكون مثل الجميع |