Kocasını kaybetmiş bir kadın gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | وتبدو وكأنك حزين لفراقه مثل حزن الزوجة التي فقدت زوجها |
Ama bir şeyler olduğunu görebiliyorsun ve çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | ولكن يمكن ملاحظة شيء غير طبيعي وتبدو جيدا فيها |
birisini arıyorum, ve sen tam olarak ona benziyorsun, ve... yabancılar öyle bakabilir. | Open Subtitles | وأنتِ؟ أنا أبحث عن شخص ما. وتبدو مثله تمامًا. |
Kardeşim çok iyi kızdır. Sen de temiz bir çocuğa benziyorsun. | Open Subtitles | أختي فتاة لطيفة جدًّا، وتبدو رجلاً لطيفًا |
Ve dolabında asılı olan resimdeki kıza çok benziyor. | Open Subtitles | وتبدو مريعة مثل صورة تلك الفتاة في خِزانتك |
Bu adamlar çok büyük resimler çiziyorlar, ve bu resimler çok da güzel gözüküyor. | TED | وهؤلاء الرسامين يرسمون إعلانات ضخمة الحجم، وتبدو جيدة للغاية. |
Bir gün Pollyanna gibi görünüyordu, diğer gün ne bileyim, Lolita gibi. | Open Subtitles | يوم واحد وتبدو مثل بوليانا وبعد ذلك ستبدو مثلى لا اعرف، لوليتا |
Bu TV 'den alınan bir görsel ve TV'de iyi görünmesi için önceden işlenmiş. Kesinlikle güzel görünüyor. | TED | وهذه، مرة أخرى،هي الشريحة التي أخذت من جهاز تلفزيون. وكانت قبل معالجتها لتتلائم تماما مع التلفاز وتبدو غاية فى الجمال |
Bunun üzerine, neredeyse her sabah işe geç geldin. Bok gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | والأهم أنّك تتأخّر كل صباح وتبدو في حالة مزرية. |
Ama beni yanlış anlama. Yani şimdi seni orada dikilirken görüyorum. İyi de görünüyorsun. | Open Subtitles | لا تفهمني خطأ، فإنّي أراك واقف أمامي وتبدو بخير |
Sen burdasın, iyi görünüyorsun ve seni bekleyen hoş bir bayan var. | Open Subtitles | أنت هنا وتبدو جيداً وهناك امرأة لطيفة تنتظرك |
Pekala, önemli olan şey, şu an benim burada olmam, ...ve bu gece çok hoş görünüyorsun. | Open Subtitles | حسناً، الأهمُّ أنّي هنا الآن، وتبدو جميلاً حقاً اللّيلة. |
İğrenç bir sesti ve sen de aptal gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | ذلك أداءٌ فظيعٌ وتبدو أبلها وأنت تعزف عليه |
Hastanede yaşıyorsun ve berduşlara benziyorsun. | Open Subtitles | وتعيش في المستشفى، وتبدو كالمشرد ولديك.. |
Değmeyecek birine âşık olduğunu görmek istemiyorum ve sen hızlı başlayan ve hızlı kaçan bir adama benziyorsun İngilizcemin kusuruna bakma. | Open Subtitles | لا أريدها أن تقع في غرام شخص لا يستحق وتبدو لي كرجل يعمل بسرعة ويهجر بشكل أسرع، اعذرني على ضعف لغتي الإنجليزية |
Bir daha ne incitmek ne de incinmek istiyorum. Ve sen de bana incinmemeyi öğretebilecek birine benziyorsun. | Open Subtitles | لا أودّ أن أجرح، أو أُجرَح، وتبدو إليّ قادرًا على تعليمي ذلك. |
Bu akşam onunla yemeğe çıkacağım..., ...bu sayede onlar işi kapacaklar, bu arada kız çok güzel, ve çılgın birine benziyor, .ve çılgın piliçler hakkında, neler anlatılır bilirsin. | Open Subtitles | سأخرج معها الليلة لكي يحصلوا على قائمة جيدة , لكنها رائعة المظهر وتبدو مجنونة قليلاً |
Ama önemli olan, onun gerçekten iyi olması. Buna razı gözüküyor. | Open Subtitles | لكن كما ترين إنها بحالة جيدة وتبدو سعيدة |
Biraz garip görünüyordu ve sanırım... herkesi de rahatsız etti. | Open Subtitles | تبدو غريبة وتبدو كما لو.. أنها جعلت الجميع مضطربين |
Tam olarak değil. Eski bölümlerden parçaların birleştirmesi. Ve o, kolay etkilenen gençliğin gözlerine yeni görünüyor. | Open Subtitles | ليس تماماً ، لقد جمعوها من حلقات قديمة وتبدو جديدة بنظر المهتمين الصغار |
Ben, buradan bakınca bunlara, tamamen aynı görünüyorlar bana. | Open Subtitles | أنا أجلس هنا , وأنا أبحث في هذه , وتبدو متماثلة بالنسبة لي. |
Gördükleri şey kocaman, mavi bir misket gibi bir şeydir. | Open Subtitles | وتبدو مثل، كرة زجاجية زرقاء جميلة |