Onunla ilgilenince Paw Paw olduğumu sanıyor ve beni öpmeye çalışıyor. | Open Subtitles | في كل مرة اعتني بها تظن بأنني باو باو وتحاول تقبيلي |
Ve okul ineği oyun alanındaki çimen biçme makinasının yerini nasıl alabileceğini anlamaya çalışıyor. | TED | وتحاول بقرة المدرسة معرفة كيفية إحلال جزازة العشب على الملعب. |
Bunu reddetmeye, öldürme içgüdünü yararlı bir şeye odaklamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | وتحاول إنكار ذلك عبر تحويل غريزة القاتل فيك لشيء مثمر. |
- Sen çoktan kararını vermişsin, ve yatağa atarak benim de fikrimi değiştirmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | وتحاول ان تغير رأيي بان تاخذني الى السرير |
Kaçmaya ve... kendini olabilecek her şekilde ifade etmeye çalışır. | Open Subtitles | وتحاول ان تهرب و, و ويعبّر عنها بأي وسيلة ممكنة |
O kontrolden çıkmış koşabildi ve çevreyi kontrol edebildi. O duygularını kendine sakladı ve onun ihtiyaçları etrafında çalıştı. | TED | كان بإمكانه التمادي في فعلته والسيطرة على المحيط، وكانت هي تحتفظ بمشاعرها لنفسها وتحاول التكيف مع احتياجاته. |
Sonuçta değişip yeni biri olmaya çalışmanın en zor yanlarından biri de hangi şeylerin kontrolünüzde, hangilerinin ise gücünüz dışında olduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | اصعب جزء هو أن تكون جديد وتحاول أن تغير و أن تفهم الاشياء التي هي تحت امرتك والاشياء التي لا يد لك عليها |
optik karakter tanımlaması için, yazının fotoğrafı gerekiyor ve yazıyı çözmeye çalışıyor. | TED | أي التعرف الضوئي على الحروف، والتي تأخذ صورة من النص وتحاول اكتشاف النص الموجود فيها. |
Günahlarından dolayı tövbe etti, ve şimdi yaptığı hataları düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد ندمت على خطاياها وتحاول التعويض عنها |
Hakem Jersey Joe Walcott Ali'yi köşesine yollamaya çalışıyor. | Open Subtitles | الحكم جيرزي جو والكوت وتحاول الحصول علي ركلة ركنية لمحايدة. |
Her defasında suç mahallinin yakınında beliren kurban iletişim kurmaya, bir şeyler söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | بكل مرة, الضحية تظهر قرب موقع الجريمة وتحاول أن تتصل, أن تقول شيئاً. |
Birkaç sene önce New York'a taşındı. Oyuncu olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انتقلت إلى نيويوك قبل سنوات وتحاول أن تصبح ممثلة. |
Başka bir boyuttan buraya geçmeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | إنها قد تكون على مستوى سطحي آخر، وتحاول اختراقه |
Sikkeler sende ve Bollingswon'th'ü suçlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت لديك العملات وتحاول القضاء على بولينج ثورث |
Biz ayrılınca seni sildi, ve şimdi tekrar onun cebine girmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | قطع صلته بك بعد انفصالنا وتحاول العودة إلى جيبِه |
Haydi oradan. Bu sefer yediğin hangi haltı telafi etmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | بلامزح، ماهو الشيء الغبي الذي فعلت وتحاول التعويض؟ |
Kızdığın için... Öç almaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك غاضباَ وتحاول أن ترد ليّ الأمر.. |
Fareler bu ışıktan nefret eder ve kaçmaya ve resimde okla işaretli deliği bulmaya çalışır. Deliğin altında içinden rahatlıkla kaçabilecekleri bir tüp vardır. | TED | والفئران تكره ذلك وتحاول الهرب، والعثور على الحفرة المشار إليها بالسهم، حيث يوجد أنبوب في الأسفل يمكنها الهرب من خلاله والاسترخاء في الحفرة المظلمة. |
Sonra yatak odasından peleriniyle çıkageldi... ve beni Scientology tarikatına sokmaya çalıştı. | Open Subtitles | ثمّ تخرج من غرفة النوم مرتدية رأساً، وتحاول أن تحوّلني إلى قسم العلوم |
Bunlar gibi ikisini yanına alıp soygun yapmayı öğretmeye çalışmak, tıpkı çocuk yetiştirmeye benziyor. | Open Subtitles | سحقاً، الأمر أشبه بتربية طفلين حينما تقبل بزوجين مثلهما وتحاول تعليمهم السرقة .. |
Evde kal, böyle saklanarak yaşamaya çalış... ve evin sahibi gittiğinde dışarı çık. | Open Subtitles | أن تبقى في منزل وتحاول العيش فيه أثناء إختبائك وتخرج من مخبأك فقط عندما يغادر صاحب المنزل |
Bu nedenle birkaç yıldızgeçidi çaldın ve kendi ağını kurmaya çalıştın, biz de oradaydık, hatırladın mı? | Open Subtitles | لذا قمت بسرقة بعض من بوابات النجوم وتحاول إنشاء شبكتك الخاصة ,الخ لقد كان هناك , أتذكر ؟ |
o sırtına takıp götürmeye çalıştığın babanın ceketimi. | Open Subtitles | أهذه سترة والدك التي ارتديتها وتحاول التسلل للخارج بها ؟ |
Birkaç gün burada oturup... çaresizce birilerinin dikkatini çekmeye çalışacaksın. | Open Subtitles | انت تجلس هنا عدة ايام وتحاول بأستماتة ان تجذب الأنتباه |
Bunu daha da etkili kılmayı ve öğretmenlerin heveslenebileceği bir çağrıda bulunmayı denemek. | TED | وتحاول جعله أكثر فاعليةً وجعله كدعوة يمكن للمعلم أن يصبح طموحا. |