Patron, bürosunu aradım. Telesekreter çıktı, mesaj bıraktım. | Open Subtitles | أيّها الرئيس، إتصلتُ بمكتبه، وتركتُ رسالة على مجيبه الآلي. |
Dün gece park hâlindeki bir minibüse çarptım ve bir not bıraktım ama sürücü beni aramadı. | Open Subtitles | بعجتُ شاحنة مركونة البارحة وتركتُ ملاحظة، لكنّ السائق لم يتصل بي |
Sadece birkaç vidayı söküp işin gerisini yer çekimine bıraktım. | Open Subtitles | لقد سحبتُ بضع مسامير، وتركتُ الثقل يقوم بالباقي. |
Onlarca kez aradım, mesaj bıraktım. | Open Subtitles | إتصلتُ بهِ عدةَ مرات وتركتُ لهُ عدةَ رسائل |
Ve sonra ortağımı aradım ve hattı açık bıraktım. | Open Subtitles | وثمّ عندما لمْ تكن تنظر، اتّصلتُ بشريكي وتركتُ الخطّ مفتوحاً. |
Merdiven kullanmıyorum, koşmayı, kaymayı bıraktım. | Open Subtitles | لا أصعد الدرج، وتركتُ الركض والتزلج |
Annesinin evini arayıp mesaj bıraktım. | Open Subtitles | إتّصلتُ بمنزل أمّها، وتركتُ رسالة. |
Arayıp cep telefonuna mesaj bıraktım. Durun biraz. | Open Subtitles | اتّصلتُ وتركتُ رسالة على هاتفها. |
Bu sabah siz dükkândan ayrıldıktan sonra arabayla parka gittim ve kutuyu oraya bıraktım. | Open Subtitles | عندما غادرتما المحل هذا الصباح... قدتُ السيّارة إلى الحديقة وتركتُ الوعاء. |
- Beckett'e ulaşamıyorum. Mesaj attım, sesli mesaj bıraktım. Hiç böyle yapmazdı. | Open Subtitles | لا أستطيع الوصول لـ(بيكيت)، فقد راسلتها، وتركتُ لها رسائل صوتيّة، هذا ليس من شيمها. |
Sonra işi bıraktım geçen gün. Her şey muhtemel. | Open Subtitles | وتركتُ العمل منذ بضعة أيام |
Ohio'da düzenli bir hayatım vardı ve bütün hepsini onun için arkada bıraktım. | Open Subtitles | (لدي حياتي بـ (أوهايو وتركتُ كل شئ لأجلها |
Bu yüzden bir not bıraktım. | Open Subtitles | وتركتُ لها ملاحظة.. |
Onlara bir hatırlatıcı bıraktım. | Open Subtitles | وتركتُ لهم تذكارًا... |
Birini Büyükbaba Jim'in bulabileceği bir yere bıraktım. | Open Subtitles | وتركتُ واحدة للجدّ (جيم), |