Hala çığlık atarak uyanıyor. | Open Subtitles | لازالت تستيقظ هلعة وتصرخ من نومها لهذا اليوم |
Ben sadece bir göz atmaya geldim o da bana bağırıp vurmaya başladı. | Open Subtitles | أنا جئت إلى هنا فقط لألقى نظرة ولقد بدأت تضربنى وتصرخ فى وجهى |
Şemsiyeyi yere vurup hayvana bağırıyordu. | Open Subtitles | يا صاح، كانت تخبط بها على الأرضية وتصرخ عليه |
Sen orada bağırıyorsun diye benim bunları değiştirmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | أيفترض بي أن أغيرها لأنك تجلس هنا وتصرخ |
JM: Bir kız, kız kardeşini sevdiğinde bir yayıncı onun hikâyelerini yayınlamak istediğinde çığlıklar atarak sevinir. | TED | عندما تحب أختٌ أختها، تهتف وتصرخ عندما يوافق وكيل نشر أن يرسل قصصك. |
Tek yapman gereken sırtlan gözetlemek ve görünce de bağırmak. | Open Subtitles | كلّ ما يجب أن تترقّبه هو الضباع وتصرخ إذا رأيت واحداً |
Örümcekleri dışarı salıyor, eğer öldürürsem bir tane bana bağırıyor. | Open Subtitles | تخرج الحشرات خارجا وتصرخ اذا قتلت واحدا |
Ağlaması, babamın, onun kardeşi hakkında yalan söylediğini haykırması. | Open Subtitles | وهي تبكي وتصرخ بأنّ والدي كذب بشأن أخيها |
Kargaşa içindeki topraklar bir kahraman için haykırıyordu. | Open Subtitles | {\cH11ffff} كانت الأرض في فوضى وتصرخ من أجل بطل |
Ağlamaları ve bağırmaları da cabası tabii. | Open Subtitles | تنحب وتصرخ |
Elinle yüzünü kapatıp kız gibi çığlık atman bekend olmuyor. | Open Subtitles | تحمى وجهك وتصرخ مثل بنت ليست كضربة يد خلفية. |
Herzaman olduğu gibi, seni taşırım, tekmeler ve çığlık, ve sonunda, bana teşekkür edeceksin. | Open Subtitles | كالعادة وأنا أحملك وأنت تركل وتصرخ وفي النهاية ستشكرني |
Gece boyunca suyun üstünde kalmaya çabalarken, ciğerinden kopup gelen çığlık yalnızca yankılanan çığlıklar olarak geriye dönmüş. | Open Subtitles | حاول إجتناب الغرق بتحريك قدميه إلى أعلى وإلى أدنى طوال الليل وتصرخ رئتيه بشده ليجد صدى صرخته ترجع إليه |
Benimle birlikte kiliseye geliyorsun.. ...bağırıp tekmeleyip sürüklemek zorunda kalsam bile. | Open Subtitles | كنتَ تنوي الذهاب معي والآن و هاأنت تتنمّر وتصرخ بسبب عقاراتك. |
Kestirmeye ne oldu? Şikayet edip, bağırıp duruyordun, ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث للإلتفاف ، حيث كنتَ تشكو وتصرخ على كل شيء؟ |
O anca aptal megafonunu eline alıp ortalıkta bağırıp dursun. | Open Subtitles | بمجرد وقوفها هناك وهي تحمل مكبر الصوت التافه وتصرخ في الهواء .. |
İçeri girdim ve yerde yatıyordu gözlerini ovalıyor ve bağırıyordu. | Open Subtitles | ودلفت للمكان، وعندما فعلت، رأيتها مستلقية على الأرض، تفرك عينيها، وتصرخ. |
Ağlıyor ve bağırıyordu. Kontrolünü tamamen kaybetmişti. | Open Subtitles | كانت تبكي وتصرخ وخارجة عن طورها تماماً |
Yapma, Vijay, önce smaç yapıp "Sürtüğün kim?" diye bağırıyorsun. | Open Subtitles | (بربك يا (فيجاي تسدد هدفاً قاتلاً "وتصرخ "من هي عاهرتك؟ |
Sense sadece evin içine kar yağdığını sanıp deli gibi termostata bağırıyorsun. | Open Subtitles | ! لا، أنت فقط تهلوس الثلوج وتصرخ في مقياس الحرارة ! |
Eve gidip yeleğinin düğmelerini çözüp önümüzdeki 20 yıl boyunca TV'ye bağırmak mı? | Open Subtitles | تذهب للمنزل، وتفك زرار سترتك وتصرخ على التلفاز |
Hala hakemlere bağırıyor ve çığlık atıyor. | Open Subtitles | ما زلت تصيح وتصرخ في الحكّام |
Askılı pantolon giyerdi, sivilceliydi, hap içip dururdu ve sinirlerinin tavan yapması sonucunda kristal camın içinden koşarak "herkes robot!" diye haykırması da var. | Open Subtitles | كان لديها بثور وكانت مدمنة حبوب وانهيار عصبي انتهى بها تركض خلال باب من الزجاج وتصرخ " كل شخص هو روبوت " |
Babasına canavar deyip... onu öldüreceğini haykırıyordu. | Open Subtitles | قالت أن والدها وحش وتصرخ بأنها سيقتلها |
Ağlamaları ve bağırmaları da cabası tabii. | Open Subtitles | تنحب وتصرخ |