| Enderby'nin evinde bulduğumuz çamur parçasını pişirdim sonra bıraktığı boşluğu alçı ile doldurdum. | Open Subtitles | لقد خبزت قطعة الطين التى وجدناها فى منزل اندرباى ثم ملأت الفتحة بالجبس |
| Aynen bir saat önce Benjamin Raspail'in başında bulduğumuz gibi. | Open Subtitles | تماما مثل التى وجدناها فى راس بنيامين راسبيل منذ ساعه |
| Olay yerinde bulduğumuz koli bandının üstündeki parmak iziyle karşılaştırdık. | Open Subtitles | وقارناهم مع بصمة وجدناها على الشريط اللاصق من مسرح الجريمة |
| Onu bir demiryolu vagonunda, pek çok erkek tarafından tecavüze uğramış halde bulduk. | TED | ولكننا وجدناها على السكة الحديدية مغتصبة من عدة رجال , لا أعلم عددهم |
| Yani onu neredeyse bulduk. Bize tek gereken bir adres. | Open Subtitles | إذن لقد وجدناها تقريباً، و كل ما نحتاجه هو العنوان |
| Bu kemiklerde de bulduğumuz iskeletteki diş izlerinin aynıları var. | Open Subtitles | هذة العظام عليها نفس العلامات التي وجدناها على الجثة السابقة |
| Oda ve içindeki her şey tam olarak bulduğumuz gibi. | Open Subtitles | تلك الغرفة و كل شيء فيها هي كما وجدناها تماماً |
| Ki o izlerin cinayet silahında bulduğumuz izlere uyacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | والتي نعتقد أنها ستطابق البصمة التي وجدناها على سلاح الجريمة |
| Bana göre sende bulduğumuz iğne sana canavarın yumurtalarını bıraktı. | Open Subtitles | أعتقد أن الشوكة التي وجدناها .عليك قد تحمِل بيض المخلوق |
| Olay yeri inceleme ekibi kontakta bulduğumuz anahtardan parmak izi çıkarmış. | Open Subtitles | تقنيو مسرح الجريمة إستخرجوا بصمة من المفاتيح التي وجدناها في المحرك |
| Dört çocuğu, yerde bulduğumuz kâğıt parçasını incelemek için kasabanın karşısına götürüyorum. | Open Subtitles | أخذ أربع أطفال خلال البلدة لنحقق في قطعة ورق وجدناها على الأرض. |
| Onu karada bulduk ve 24 saattir de yağmur yağmıyor. | Open Subtitles | لقد وجدناها على أرض جافة ولم تمطر لـ 24 ساعة |
| Kaleye giden yolun kenarında bulduk bir çeşit mahlukat kafasını kesmiş. | Open Subtitles | لقد وجدناها على الطريق بالقرب من القصر لقد هاجمها وحش ما |
| Masanın üstündeki gözlükleri gördünüz mü? Onları ayin yaptıkları yerde bulduk. | Open Subtitles | هل ترى هذه النظارات على الطاولة وجدناها في موقع تنفيذ الطقوس |
| Sonunda onu bulduk ama ardından 3 yıl bilinçsizce yattı. | Open Subtitles | وجدناها بعد ذلك لكن حالتها كانت سيئةلذا بقيت بغيبوبة لـ 3 أعوام |
| Kızı yolun yaklaşık 1,5 km aşağısındaki çalılıkların içinde bulduk. - Yanında biri var mıymış? | Open Subtitles | وجدناها بين الشجيرات على بعد ميل من الطريق |
| Bu toprakları biz yaptık, bulduk ve kurduk, kanımız ve aç karnımızla. | Open Subtitles | لقد أوجدنا هذه المنطقة وجدناها وأوجدناها بالعمل والدم والجوع |
| Aynı zamanda olay yerinde bulunan bıçak ile uyuşan 17 yara saydım. | Open Subtitles | وايضاً أحصيت حوالي 17 طعنة حدثت نتيجة سكين وجدناها في موقع الجريمة |
| Onu nasıl koruyacağımız ve bulduğumuzda mikrop bulaştımayacağımız çok önemli. | TED | وهذا موضوع خطير ، إذ كيف سنحميها ، إذا وجدناها ، بدون أن نلوثها ؟ |
| Ve bu güzel mineral kristalleri de Snow Dragon arka kısımlarında bulundu. | TED | وهذه بلورة كوارتز جميلة كنّا قد وجدناها في كهف تنين الثّلج. |
| Siz düdüğü değil. Demiryolu kavşağındaki tren düdüğü. Orayı bulursak onu da buluruz. | Open Subtitles | يبدو أنها على مقربة من سكة حديدية اذا وجدنا السكة نكون قد وجدناها |
| Bugüne kadar Bulabildiğimiz o tüm asal sayılar şu yapıdadır: İkinin asal sayı olan bir kuvveti eksi bir. | TED | والغالبية العظمى من الأعداد الأولية التي وجدناها حتى الأن بهذا الشكل: اثنين لعدد أولي، يسلب واحد. |
| Onu hemen orada duvarın yanında bulduğumuzu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم أننا وجدناها حيثما تقف, هناك في الأسفل, قريباً من الألواح؟ |
| Evinden bir buçuk kilometre uzakta bir tamircide buldum. | Open Subtitles | وجدناها في كراج لتصليح هيكل السيارات على بعد ميل من منزله |
| Benim dosyalarımda değil ama onun ve SVR arasında ki gizlenmiş harfleri Roma'da yakaladık. | Open Subtitles | بينها و بين الإستخبارات الروسية في الملفات التي وجدناها بـ روما |
| Bu oyunu birlikte çıktığımız ilk gün bulmuştuk. | Open Subtitles | وجدناها فى أول مهمة لنا واحتفظت بها كل هذا الوقت |
| Bunu bulduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | أتصدقين، أنا لا أستطيع أن أصدق أننا وجدناها |
| Direkten aldığımız mermi ile karşılaştırdım. | Open Subtitles | وكنت على وشك مقارنتها بالرصاصة التي وجدناها من الحائط |
| Ve ben bulduğumuzdan eminim, şimdi bütün dünya onu görebilecek. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأننا وجدناها لكي يستطيع العالم رؤيتها كذلك |
| Metroda bulduğumuz bıçağın üzerinden kan örnekleri aldık ve bugün apartmanda bulduklarımızla karşılaştırdık. | Open Subtitles | لدينا عينة من الدم من السكين التي استخدمت عليه في قطار الأنفاق وقارناها مع العينة التي وجدناها في شقته |