ويكيبيديا

    "وجده" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bulduğu
        
    • bulmuş
        
    • buldu
        
    • bulduğunu
        
    • buldum
        
    • bulan
        
    • bulursa
        
    • bulmuştur
        
    • buldukları
        
    • bulduk
        
    • bulmuştu
        
    • bulduğunda
        
    • bulup
        
    • bulduysa
        
    Max'in kurbanın kafa derisinde bulduğu cam kırıklarıyla tıpatıp uyuşuyor. Open Subtitles هذا بالتأكيد الزجاج نفسه الذي وجده ماكس في جمجمة الضحية
    Çünkü Gelfand'ın bulduğu da şuydu, bazı şeyler fazla esnek olduğu zaman insanlar yapıyı ve düzeni arzuluyorlar. TED لأن ما وجده غيلفند هو أنه عندما تكون الأمور فضفاضة جداً، فإن الناس يتوقون إلى النظام والبنية.
    Sam, saat 03:00'de bulmuş. Doktorun söylediğine göre bulunduğunda, öleli 1 saat oluyormuş. Open Subtitles وجده سام عند الساعة 3 صباحا والطبيب يقول انه ربما مات قبلها بساعة
    Amcası onu yüksek dozda uyku hapı almış halde bulmuş. Open Subtitles لقد وجده عمه فلقد تناول جرعة مضاعفة من أقراص النوم
    Ya da onu başkası buldu. orda takılan, kaykaya binen, çocuklar mesela. Open Subtitles أو وجده شخص آخر، قد يكونون بعض الفتيان يتسكعون للتزلج على الألواح.
    Kadının kocası patronu et dolabında göğüs etiyle önünü kapatmış hâlde buldu. Open Subtitles الزوج وجده مختبئاً في مخزن اللحم حاملاً صدر حيوان ليغطي به نفسه
    Adam montu cinayet mahallinin iki sokak ötesindeki çöp kutusunda bulduğunu söylemiş. Open Subtitles ادعى بأنه وجده في القمامة على بعد بضعة بنايات من موقع الجريمة
    McKeane onu çölde buldu... ve o hastanedeyken, kulübesinde buldum, Open Subtitles ماكين وجده في الصحراء وبينما كان في المشفى وجدته في كوخه
    Ama itici kendini beğenmişlik, Kralın en sevimsiz bulduğu davranıştır. Open Subtitles هذا لطف منك جلالتك لكن موقف إعتلاء مٌغضب وجده الملك غير جميل بالمرة
    Hayır, çünkü bulduğu her şey Bob'la ilgiliydi, benimle değil. Open Subtitles كلا لم يفعل ، لأن ما وجده كان بخصوص بوب ، وليس انا
    SG-1'in Antartika'da bulduğu silaha güç sağlayan tek şey. Open Subtitles إنه الشئ الوحيد الهائل الطاقه لسلاح القدماء الدفاعي الذي وجده اس جي 1 بالأسفل في أنتراكتياكا
    Mitsukoshi mağazasının çatısındaki tilki tapınağı ki burayı küçük kızlar ve rock şarkıcılarınca istila edilmiş halde bulmuş. Open Subtitles معبد الثعلب فوق متجر ميتسكوشي والذي وجده وقد تم غزوه من قبل الفتيات الصغيرات و مغنين الروك
    Bu sabah bir avcı bulmuş. Open Subtitles أي صيّاد وجده في وقت مبكّر من هذا الصباح.
    - Avukatım bulmuş. Üçkağıt yapmış. Open Subtitles لا عمل أنا حتى محاميي وجده تماماً ضمن ورقي
    Gottman bu verilerin derinine indiğinde, kadınların oldukça etkili olduğunu buldu. TED ‫ولكن عندما تعمّق غوتمان في هذه البيانات،‬ ‫ما وجده هو أن النساء عمومًا ‬ ‫كن قابلات جدًا للتأثير عليهن.‬
    Fakat diğer bir taraftan, kardeşim bunu çok eğlenceli buldu. Al sana, al, al. TED لكن بجانب ذلك، وجده أخي مضحك جداً. ياك، ياك، ياك.
    İlk zamandan beri, insanoğlu iyiliğin ve kötülüğün ötesinde var olmayı denedi ve kimi buldu biliyor musun? Open Subtitles الجنس البشري يسعى، للوجود فيما وراء الخير والشر . ومنذ البداية وهل تعرفي ما وجده ؟
    Oğlunuzun onu elinde gitarla koltuğun üstünde sarhoş bulduğunu söylemiştiniz. Open Subtitles ظننت ان ابنك وجده ثملا على الاريكة مع الغيتار المستطيل
    Dün komşu köyde ki bir evin bodrumunda iki varil buldum. Open Subtitles وجده في الأمس في الطابق السفلي من قرية مجاورة
    Ve Jim,kocam,onu bulan sıhhiye oydu ve onu kurtarmayı öylesine istedi ki. Open Subtitles وجيم زوجي كان المسعف الذي وجده البارحة وكان يرغب في إنقاذه بشدة
    Kim bulursa, ben gelene kadar tutsun, onu ben parçalamak istiyorum. Open Subtitles إن وجده أحدكم .. إمسكوا به حتى أصل .لكي أقتله بنفسي
    Sahtekarı bulan da muhtemelen bu şekilde bulmuştur. Open Subtitles لكنها ستفلح. مهما كان الذي استأجر هذا المنتحل، فقد وجده بهذه الطريقة.
    İşin aslı, arkeologların buldukları bunlardan hiçbiri değildi. TED في الواقع ، ما وجده علماء الآثار هو لا شيء من ذلك.
    Bu beyi bir fıskiyedeki bozuk paraları toplarken bulduk. Open Subtitles وجده يلتقط البنسات خارج نافورة ماء مركز التسوّق
    O da fakir ve yetimdi. Birileri onu bulmuştu. Open Subtitles اعني انه كان فقيرا و يتيما و شخصا طيب وجده و ساعده
    Cennetin Krallığı saklı bir hazine gibidir bir adam onu bulduğunda, bunu saklar. Open Subtitles مملكة الجنة هي مثل كنز مخبأ بحديقة إن وجده الإنسان يختبئ
    Yatak odasına saklanıyor, katil onu bulup vuruyor. Open Subtitles لقد اختبأ في غرفة النوم الرئيسية ثم وجده المجرم وأطلق النار عليه
    Bu dedektif her ne bulduysa bir açıklaması vardır. Open Subtitles ايا كان ما وجده المحقق فهو لا يحمل تفسيرا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد