Tüm bu yüzleri bir araya getirip, tek bir yüz haline getirmeye uğraşıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ آخذُ أجزاءَ من كل هذه الوجوهِ، يو أحاول صنع وجهِ واحد. |
Tüm bu yüzleri bir araya getirip, tek bir yüz haline getirmeye uğraşıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ آخذُ أجزاءَ من كل هذه الوجوهِ، يو أحاول صنع وجهِ واحد. |
Kocaman palyaço yüzündeki, aptal gülümsemeyi yapması içinde mi siz zorladınız? | Open Subtitles | أجبرتَ تلك الإبتسامةِ الغبيةِ الكبيرةِ على وجهِ مهرّجِه الضخمِ؟ |
Ross'un yüzündeki ifadeyi görmeliydin. | Open Subtitles | أنت كان يَجِبُ أنْ تَرى النظرة على وجهِ روس. |
Onun yüzünü hep okurdum. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ دائماً أَقْرأَ ذلك وجهِ الولدِ. |
Kızınızın kimliği olan yüzünü çıkarmak ve onu size izafi olarak yabancı birine transfer etmek... her ikiniz için de, Hannah'ı yalnız bırakmanıza yol açacak bir felaket olabilir. | Open Subtitles | إزالة وجهِ بنتِكِ، هويتها، ويُحوّلُه إلى غريب نسبي يُمكنُ أَنْ يَكُونَ كارثة لَك كلتا، ناهيك عن هانا. |
Terk ettiğim oğlumun ismini, kardeşinin yüzüne bakarken söylüyordum. | Open Subtitles | هل كَنتَ أَدْعو اسمَ أَخِّيه الأكبر سنّاً الذي هجرته بينما كُنْتُ أَنْظرُ إلى وجهِ الأَخِّ الأصغرِ؟ |
Gece gökte süzülen ay sevgilimin yüzüdür. | Open Subtitles | ذاك القمرُ المُنعكسُ بِسماء الليل على وجهِ حبيبتي |
Elroy'un suratını veya kokan nefesini istemem. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ رُؤية وجهِ ألروي |
Size bu yüz maskesi gerçekten işe yarıyor diyorsam, inanın bana, aksi takdirde, adımı üstüne koymazdım. | Open Subtitles | إعتقدْني عندما أُخبرُك هذا قناع وجهِ الذي يَعْملُ في الحقيقة، ما عدا ذلك، أنا لا أَضِعَ اسمَي عليه. |
Bu arada, eğer bunu yapacaksan, bir yüz gerdirme ameliyatına ihtiyacın var. | Open Subtitles | بالمناسبة، تَحتاجُ مصعد وجهِ إذا أنت سَتَعمَلُ هذا. |
Şaşırma kısmı ise Emily'nin yüz ifadesinden sen mutlaka şehir dışından olmalısın. | Open Subtitles | المفاجأة التي أنا يُمْكِنُ أَنْ فقط تَرى على وجهِ إيميلي. لذا أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ هنا مِنْ خارج البلدةِ. |
Bu çeki görünce müdürün yüz ifadesi ne olacak merak ediyorum. - 50 dolar mı? | Open Subtitles | على وجهِ المديرَ عندما يَرى هذا الصكِّ ل50$. |
Altını gittiğinde yüzündeki ifadeyi görmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً؟ أُريدُ رُؤية النظرةِ على وجهِ ذلك الرجلِ عندما يضيع ذهبه. |
Evini bildiğimi anlayınca yüzündeki ifadeyi görmek istedim. | Open Subtitles | أردتُ رُؤية النظرةِ على وجهِ حمارِها المتعجرفِ عندما رَأتْ عَرفتُ أين عاشتْ. |
Russell trenin zemininde yatarken Nick'in yüzündeki ifadeyi gördün mü? | Open Subtitles | دي . رَأيتَ النظرةَ على وجهِ نيك على الترامِ عندما رَأى روسل فقط يَكْذبُ هناك؟ |
Eğer onu yeseydi, anne-babasının yüzünü asla hatırlamayacaktı. | Open Subtitles | ولو أَكلَها، لَنْ يَكُونَ قادرا على تَذْكر وجهِ والدِيه |
Prova yemeğindeki Steve'nin yüzünü gördükten sonra, bir daha asla-- | Open Subtitles | , بعد رُؤية وجهِ ستيف في العشاءِ, لم أستطع |
Warren'ın yüzünü anımsadım. | Open Subtitles | وأنا بَدأتُ تَذْكير وجهِ وارن. |
- İnanamıyorum, dumanı çocuğun yüzüne mi üfledi gerçekten? | Open Subtitles | يا إلهي هل نفثَ دخاناً في وجهِ إبنهِ للتو؟ أجل |
Hastanın yüzüne maskeyi güvenli bir şekilde yerleştirirsiniz... sonra hastanın derin nefes almasını sağlarsınız. | Open Subtitles | تَضِعُ القناعَ بشكل آمن حول وجهِ المريضِ... وبعد ذلك احعلهم يَتنفّسونَ بعمق. |
Hastanın yüzüne maskeyi güvenli bir şekilde yerleştirirsiniz sonra hastanın derin nefes almasını sağlarsınız. | Open Subtitles | تَضِعُ القناعَ بشكل آمن حول وجهِ المريضِ... وبعد ذلك احعلهم يَتنفّسونَ بعمق. |
Gece gökte süzülen ay sevgilimin yüzüdür. | Open Subtitles | ذاك القمرُ المُنعكسُ بِسماء الليل على وجهِ حبيبتي |
Bu bana onun seks suratını hatırlattı. | Open Subtitles | ذكّرَني وجهِ جنسِه. |