ويكيبيديا

    "وجوههم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yüzlerine
        
    • yüzleri
        
    • suratlarına
        
    • suratlarını
        
    • yüzlerinin
        
    • Yüzlerinden
        
    • yüzlerini
        
    • yüz
        
    • yüzüne
        
    • suratları
        
    • yüzü
        
    • yüzünde
        
    • suratlarında
        
    • yüzündeki
        
    • Yüzünüzü
        
    Onlar, yüzlerine alışkın büyümüşler ve özel olduklarını düşünüyorlar. TED سيكبرون متعودين على وجوههم ، يظنون انهم مميزون.
    Seslerinden hala tanıyabiliyorsunuz "tabi ya bu Joe" diyebiliyorsunuz, ama yüzlerine bakarak kim olduklarını bilemiyorsunuz. TED لا تزال تستطيع أن تعرفهم من أصواتهم وأن تقول، نعم، هذا جو ولكنك لن تستطيع أن تنظر إلى وجوههم وتتعرف عليهم، صحيح؟
    Aslında, daha önce hiç sahip olmadıkları bir şeyi, kazandıklarını hissederler, yüzleri şimdi kişiliklerini yansıtmaktadır. TED يشعرون بانهم حقيقة جنوا ما لم يجنوه من قبل، وذلك ان وجوههم اصبحت تعكس شخصياتهم.
    İnsanların yüzleri hakkında her zaman yargılara varırız. TED نحكم على الاشخاص من وجوههم في كل الاوقات
    Türkler suratlarına tükürür, bunlar "yağmur yağıyor" derler. Open Subtitles يقوم الأتراك بالبصق في وجوههم فيقولون لهم لابد أنها السماء هي التي تمطر
    Çivit otuyla suratlarını maviye boyadıklarında bu bir süs değildir. Open Subtitles عندما يلوّنون وجوههم بالوحل الأزرق. فذلك أكثر من مجرد زينة.
    Problem şuydu ki yüzlerine baktığımda gözlerinin daldığını ve sadece beni görmezden geldiklerini görebiliyordum. TED المشكلة كانت أنّني عندما نظرت في وجوههم تمكنت من أن أرى الضبابية في عيونهم وأنهم يفقدون تركيزهم.
    Otomobilmiş! İnsanlar yollarda sırt üstü yatıp yüzlerine yağ damlatarak hayatlarını harcamaz. Open Subtitles إن الناس لن يقضوا حياتهم راقدون على ظهورهم و الشحوم تتساقط على وجوههم
    Çocukları var mı, mutlular mı? Bir kere bile yüzlerine bakmadın. Ne yüzü? Open Subtitles و اذا أنجبوا الاطفال أو كانوا سعداء فلم تنظر الى وجوههم قط
    Çocukları var mı, mutlular mı? Bir kere bile yüzlerine bakmadın. Ne yüzü? Open Subtitles و اذا أنجبوا الاطفال أو كانوا سعداء فلم تنظر الى وجوههم قط
    Birçok hastayı hatırlıyorum, adları hala dilimin ucunda, yüzleri hala çok net. TED أتذكر الكثير من المرضى مازالت أسمائهم رطبة على لساني ومازالت وجوههم حاضرة في مخيلتي.
    Bugün, yetişkin Amerikalıların %50'sinin yüzleri bir devlet veri tabanında kayıtlı. TED اليوم، 50 بالمائة من البالغين الأمريكيين توجد بصمة وجوههم في قاعدة بيانات حكومية.
    Bu algoritmalar, yüzleri kısmen gizlenmiş olsa da protestocuların kimliğini belirleyebilir. TED هذه الخوارزميات يمكنها أن تتعرف على المعارضين حتى ولو كانت وجوههم مخفية جزئياً.
    Sadece onların korkunç müziğini dinlemekle... ve fotoğraflarındaki dehşet verici suratlarına bakmakla kalmadın. Open Subtitles كنت لم تعد تكتفي سماع موسيقاهم فظيعة ... ويبحث في الصور وجوههم المروعة.
    - Evet ve bu tarafa bakıyorlar. - suratlarını görebiliyor musun? Open Subtitles آجل , وأنهم ينظرون بهذا الأتجاة أترى وجوههم , رجال الشرطة داخل السيارة ؟
    ve siz onlara eğitim işi ile uğraştığınızı söylerseniz ardından yüzlerinin renk attığını görebilirsiniz. TED وقلت أنك تعمل في التعليم، يمكنك أن ترى الدم يهرب من وجوههم.
    Dindar insan cemaatlerine yaptığım konuşmalar sırasında onların Yüzlerinden geçen bir çeşit isyankar ifadeyi görürüm, çünkü insanlar daha ziyade "haklı olmayı" önemser. TED أرى في بعض الأحيان عندما أتحدث مجموعة من المتدينين نوع من التعابير الغاضبة تعبر وجوههم لأن الناس دائماً يريدون أن يكونوا على حق.
    Ve ben- eşimi ve çocuklarımı gömerken, onların yüzlerini görüyordum. Open Subtitles وعندما كنت وعندما دفنت زوجتي واولادي انا كنت ارى وجوههم.
    Altı ay sonra bebeklere havuç suyu ile karıştırılmış kahvaltılık gevrek sunulmuş ve yerlerkenki yüz ifadeleri gözlenmiş. TED بعد ستة أشهر، تم إعطاء الرضع خليطا من الحبوب وعصير الجزر، وتمت مراقبة تعابير وجوههم بينما كانوا يتناولونه.
    Dallar, milletin yüzüne çarpıp duruyordu ve ben, kan ter içerisinde kalmıştım. Open Subtitles لقد كانت تصفع الناس في وجوههم يميناً ويساراً وقد كنتُ أتعرّق كالخنزير.
    Yeni doğmuş hallerine yakın olanları, tatlı suratları henüz kırık hayaller yüzünden yıpratılmamış olanları. Open Subtitles أولئك المولودين حديثاً وجوههم الصغيرة الحلوّة التي لم تسحق بعد بالأحلام المكسورة.
    yüzünde sivrisinekler olan çocuklar, ölü hayvanlar gibi içeriği olan fotoğraflar görürsünüz. TED ترون صورًا لأطفال يغطي الذباب وجوههم جثث لجيوانات ميتة وما إلى ذلك
    Güneyin tarihi suratlarında yazılı. Open Subtitles بإمكانك قراءة تاريخ مدينة الشمس على وجوههم
    Her birinin yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا متشوقة لأرى نظرة المفاجأة على وجوههم
    Yakına gelin Kaptan. Yüzünüzü göremiyorum.. Open Subtitles سيحضر الكثير من المبعدين لا اريد رؤية وجوههم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد