Süleyman'a ve hanedanına karşı ölümcül entrikalar hazırlanacak ve O'nu can evinden vuracaktı. | Open Subtitles | حيث كان القتلة والمؤامرات لسليمان وحاشيته تحاك ومنها ما سيصل إلى داخل منزله |
Prensin yası öfkeye dönüşür ve yeni krala ve komplocu meclisine karşı intikamını planlamaya başlar. | TED | يتحول نحيب الأمير إلى غضب، ويشرع في حياكة الانتقام من الملك الجديد وحاشيته المتآمرين |
Her hafta Whitehall'da Kral ve maiyeti ile Mass'e katılıyor. Pazartesi şafakla yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | تقوم بحضور القداس كل أسبوع بصحبة الملك وحاشيته |
Bursa'nın en önemli özelliği, Osman ve onun soyundan gelenler için yerleşik bir devlet kurmaya olanak sağlaması olmuştur. | Open Subtitles | أنها مكنت عثمان وحاشيته من ترسيخ أماكنهم كسلطة |
Çubukları ve değnekleri çeşitli mucizevi güce sahipti Mısır'da. | Open Subtitles | بعصاه وحاشيته كان يمتلك معجزات خارقه اثناء الاوبئه في مصر |
Ekselansları Baron Gruda ve maiyeti. | Open Subtitles | صاحب السعادة البارون غرودو وحاشيته |
"Yalan"ın sözlerine gelince, söylediğim, bu kasabanın prensi ve onun emrindekiler, cehennemde olmayı hakediyorlar. | Open Subtitles | وبالنسبة لكلام السيد "المتملّق"ْ ما قلته أن أمير هذه البلدة وحاشيته من الأفضل لهم أن يخدموه في الجحيم |
Bu harika şehirde pek çok insan Spartacus ve çapulcu katillerinin ihanetiyle yaralandı. | Open Subtitles | جروح يتشاركها الكثير في تلك المدينة والتي تسبب بها خيانة (سبارتاكوس) وحاشيته القاتلة |
Chase ve arkadaş çevresiyle ilk yönetmenlik deneyimi olan Hyde'ın setinde konuştuk. | Open Subtitles | التقينا بـ (تشيس) وحاشيته في موقع تصوير فلمه الأول "كمخرج " هايد |
Don Carlos ve heyeti hızlıca çıktılar. | Open Subtitles | خرج دون كارلوس وحاشيته مسرعين. |
George Foreman da kendi arkadaşları ve ekibiyle oraya vardı. | Open Subtitles | عندما وصل جورج فورمان وحاشيته |
Bana izin vermeyecekler! Görkemli Portley-Rind ve onun gürültücü dalkavukları. | Open Subtitles | إنه لن يدعني ذلك المغرور (بورتلي رايند) وحاشيته المتملقين. |
Hedefimiz Herek ve birlikleri. | Open Subtitles | (هيريك) وحاشيته هم الهدف. |