Seni ve Rijul'u birbirinize aşk ve kibarlıkla bakıp, gülümserken hayal ettim. | Open Subtitles | لقد تخيلتك أنتى وجور تبتسمون وتنظرون الى بعضكم البعض بنظرة عطف وحب |
Evlilik güzel bir şey olabilir; bir keyif, aşk ve karşılıklı destek kaynağı olabilir. | TED | الزواج يمكن أن يكون أفضل شيء؛ يمكنه أن يكون مصدر سعادة وحب وتكامل. |
Ey kavgacı sevgi! Sevilen nefret! Ey hiçten yaratılan şey! | Open Subtitles | لماذا مقت الحب، وحب الكراهية وخلق شئ من لا شئ |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Ve her gördüğümde kalbimi hoplatan kadının aşkı var. | Open Subtitles | وحب امرأة , تكفي نظرة إليها لتجعل قلبي يغني |
Yine de her gün gördüğüm, umut, direnç, kararlılık, yaşam sevgisi ve hayatlarını yeniden inşa edebiliyor olmanın şükranlığı. | TED | ولكن ما أراه كل يوم هو الأمل والتصميم والعزم وحب الحياة والتقدير لكونهم قادرين على إعادة بناء حياتهم من جديد. |
Babanın kana olan arzusunun ve gaddarlığının onunla öldüğüne yemin et. | Open Subtitles | إقسم على أن الإستبداد وحب الدماء قد ماتا بموت أبيك |
Yeni ilgiler, yeni değerler ve yeni bir aşk. | Open Subtitles | واهتمامات جديدة,وقيم جديدة وحب جديد ولكننا نحب بعضنا |
Bir ev, arabalar, seyahatler, aşk, bağlılık, samimi olmak için bir sözümüz var? Bir bebek kayıp oldu. Güven kırıldı. | Open Subtitles | دعنا نعيد النظر، نحن هنا بصدد الحديث عن منزل وسيارة و إجازات وحب وإلتزام ووعود وطفل قد رحل |
Harika yemekler yedim yaşayamayacağım seksi ve aşk hayatını keşfettim üstelik harika bir arkadaşım da var, ben mutluyum. | Open Subtitles | تناولت أشهى الأطعمة وأروع العلاقات الحميمه وحب كبير في حياتي |
Ateş ve buz, başlangıçlar ve sonlar ve bir erkek ve bir kadın arasındaki aşk. | Open Subtitles | النار والثلج، البدايات والنهايات، وحب بين رجل وامرأة. |
...kim bilir belki orada aşk ve şarap vardır ve ilk defa olarak hayatımda kendimi bir kadın gibi hissederim bir kadın seninle... | Open Subtitles | يعلم أنه سيكون هناك نبيذ وحب ولأول مرة ..على الاطلاق، شعرت بأنني |
Savunma, dövüşme, işkence, intikam devler, canavarlar, kovalamacalar, kurtulmalar gerçek aşk ve mucizeler olacak. | Open Subtitles | فيه مبارازة وقتال وتعذيب وإنتقام وعمالقة ووحوش ومطارادت وهروب وحب حقيقي ومعجزات |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Gücündeki dalgalanmalar sevgi ve duygu şeklini alıyor. | Open Subtitles | أنت تعتقدين أن لديك ذلك لأنك لم تنتهي بعد اندفاعات القوة العظمى تبدو وكأنها مشاعر وحب |
Bak delikanlı, bizde küçüklere sevgi, büyüklere saygı esastır. | Open Subtitles | إسمع، ايها الشاب من عاداتنا إحترام الكبار وحب الصغار |
Hukuksal olarak suç. Senin gözünde ise sevgi göstergesi, değil mi? | Open Subtitles | ،جريمة في نظر القانون وحب في نظري، أليس كذلك؟ |
Kalıplar üzerine bu araştırma ona hayatı boyunca hiç kaybolmaycak bir sayı aşkı verecekti. | Open Subtitles | هذا البحث المبكر عن الأنماط سيكسبها شعور وحب للأعداد سيبقيان معها طوال حياتها. |
Deniz kıyısında yaşayıp kimseyle konuşmayan çünkü hayattaki tek gerçek aşkı gemisi batınca dalgalarda kaybolmuş ve geri dönmemiştir. | Open Subtitles | لا تتحدث لأي مخلوق بسبب ضياع رفيقها وحب حياتها حيث سقطت سفينته واختفت |
Entrika korkusu ve oğul sevgisi annemin gözlerini kör etmiş. | Open Subtitles | أمي معميه من الخوف من المؤامرات وحب أخي. |
Lord Ram tüm sevgisi ve sadeliği ile cevap verdi... | Open Subtitles | سأل شيفا بغضب شديد من الذى كسر القوس رد رام بكل بساطة وحب |
Babanın kana olan arzusunun ve gaddarlığının onunla öldüğüne yemin et. | Open Subtitles | إقسم على أن الإستبداد وحب الدماء قد ماتا بموت أبيك |
İnsanlar mutluydu. Bir yabancı sevgiyle karşılanıyordu. | Open Subtitles | الناس كَانوا سعداء، ورحبوا بالغريب بود وحب. |