ويكيبيديا

    "وحدها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yalnız
        
    • rahat
        
    • sadece
        
    • tek başına
        
    • Sırf
        
    • yanlız
        
    • yapayalnız
        
    • ancak
        
    • kendi başına
        
    • tek başıma
        
    • kendiliğinden
        
    • bile
        
    • yalnızca
        
    • başlarına
        
    • çıkaralım ve
        
    Karının yalnız yaşamadığını anlayamayacak kadar uçmuş bir kaç uyuşturucu bağımlısı. Open Subtitles رجلان كانا يتعاطان الحشيش ولم يدركا أن زوجتك ليست وحدها بالبيت
    Ama şimdi gitmen gerektiğini düşünüyorum. Onun yalnız kalması gerekiyor. Open Subtitles لكن يجب أن تذهب الآن إنها تريد أن تكون وحدها.
    Bir de o çıtır karın yalnız kalacak olursa söyle de beni arasın. Open Subtitles وفيالمرة القادمة التي تكون .. زوجتك الجميلة وحدها . أخبرها بأن تتصل بي
    Belki de pervaneyi rahat bırakmalısın, ne dersin? Open Subtitles ربما ينبغي فقط أن تترك المروحة وحدها ، هاه؟
    sadece Çin’de, bu aktif maddeleri üreten... ...beş yüz tane tesis vardır. TED هنالك 500 من هذه المنشات التي تنتج هذه المكونات في الصين وحدها
    Nasıl bir insan böyle bir zamanda onu böyle yalnız bırakır? Open Subtitles يا له من شاب ثابت , يتركها وحدها في هذا الموقف
    Neden onu pis işler çevirdiğini bildiğiniz bir adamla yalnız bıraktınız? Open Subtitles لماذا تركتها وحدها بدون تدخل مع رجل أنت تعلم بأنه قذر؟
    Ama annesinin onu yalnız bırakarak ava çıkabileceği kadar büyük. Open Subtitles كبيرة بما يكفي لتُترك وحدها عندما تصطاد والدتها في البحر
    Hiçbir cadı büyüyü yalnız başına yapacak kadar güçlü değil. Open Subtitles اي ساحرة لن تكون قوية بما يكفي لألقاء التعويذة وحدها
    Dedim ki, Bu gece yalnız içmen ne kadar üzücü.. Open Subtitles انا قلت، فمن العار لك فلدي شرب وحدها هذه الليلة.
    Ama belki de bunu yalnız yapmak zorunda değildir. TED ولكن ربما لم يكن لديك للقيام بذلك وحدها.
    Yarını tahmin bekliyorlar ki bu şempanzeleri, hele ki yalnız başına, hapsetmenin korkunç olmasının sebebi. TED يمكنهم ان يتوقعوا غدا, وهذا هو السبب لماذا هو رهيب جدا سجن الشمبانزي ، وحدها على وجه الخصوص.
    Ne kadar inanılmaz olursa olsun, tardigradalar yalnız değildir. TED وبالرغم من كونها غير عادية، فإن بطيئات المشية ليست وحدها.
    Orta Asya ve Afrika'ya sık sık yalnız giden Amerikalı bir araştırmacı tanıyorum. TED أعرفُ باحثة أمريكية تسافرُ كثيرًا وحدها في آسيا الوسطى وأفريقيا.
    ancak Dünya atmosferik kaçış yaşamakta yalnız değil. TED ولكن الأرض ليست وحدها من يخضع لهروب الغلاف الجوي.
    Ve bu önemli, çünkü bağışıklık sisteminizin iyi hücreleri yalnız bırakması gerekiyor. TED وهذا مهمّ، لأن جهازنا المناعي يحتاج أن يترك الخلايا الجيّدة وحدها.
    Kardeşini rahat bırak. En iyisini o bilir. Open Subtitles أتركي أختك وحدها فهي تعلم ما هو أصلح لها
    sadece ekonomide değil, aynı zamanda yaşam standartları açısından da. TED ليست الاقتصاديات وحدها و لكن ايضا من حيث الظروف المعيشية
    1860'taki pamuk satışı tek başına 200 milyon dolar getirmişti. TED مبيعات القطن وحدها في عام 1860 عادلت 200 مليون دولار.
    En son saydığımda Sırf bu semtte doksan dokuz yetenekli arkadaşım vardı. Open Subtitles .. آخر مرة أحصيت لدي 99 صديق بقدرات في هذه البلدة وحدها
    Ama bir keresinde kız kardeşimi yanlız yakaladım ve ona hakettiğini verecektim. Open Subtitles لكن في إحدى المرات، أمسكت بأختي وحدها قمت بربطها ثم
    İnecek bir yeri olmayan kocaman bir uçakta yapayalnız. Open Subtitles وحدها في السماء في طائرة كبيرة ليس لها مكان لتهبط به
    ancak, sadece sayıları renkli görmüyorum. TED ولكن ليست الارقام وحدها التي أراها بالالوان
    Ona yaşama isteği veremeyiz. Bunu kendi başına yapmak zorunda. Open Subtitles لا يمكننا احضار المياه يجب ان تتخطى هذه المرحلة وحدها
    Bu zaferi de şans faktörü olmadan tek başıma çabalayarak elde etmiştim. Open Subtitles وأُرجع ذلك إلى أفعالي وحدها, وليس للصدفة.
    Ama tahminime göre kendiliğinden yok olacak. Open Subtitles ولكن تخميني أن الرابطة ستنتهي وحدها بالنهاية
    Unutmayın, bu kadın bırakın gece seyahat etmeyi toplu taşımaya binmeye bile alışkın olmayan bir kadın. TED الآن، أذكركم، هي امرأة لم تكن تأخذ النقل العمومي أبدا، وحدها في الليل.
    Yavrularını kuryeyle yiyeceğe ulaştıranlar yalnızca Kabarcık Kınkanat böcekler değil. Open Subtitles ليست الخنفساء المحرقة ما تستعمل وحدها السّعاة لايصال صغارها للطعام.
    Tek başlarına yaşamayı ve kendi kendilerine yürümeyi öğrenmeleri birkaç yıl daha alacak. TED ستتعلم الحياة وحدها وستحتاج إلى بضع سنوات أخرى لتمشي وحدها
    - Gwen'in güvenliğini iki katına çıkaralım ve Max eve asla yalnız gitmesin. Open Subtitles لنظاعف عدد أفراد حماية (غوين) و (ماكس) لا تذهب إلى المنزل وحدها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد