Gördüğünüz kişi sizinle işbirliği yapacak yaralanmış ve korkmuş bir adam. | Open Subtitles | انه رجل كسير وخائف وسوف يتعاون في هذا التحقيق |
Büyücü beni yanına aldı, tek başına ve korkmuş bir haldeyken beni korudu. | Open Subtitles | الساحر أخذني في، الحماية المجهّزة عندما أنا كان لوحده وخائف. |
Ya da birileri hala geçmişte yaşayıp beni şimdiki zamanda alt edememekten korkuyor. | Open Subtitles | أو ربّما شخص يعيش في الماضي وخائف للغاية من أن يواجهني في الحاضر |
Herkesten iyi anlıyorum ki babandan korkuyorsun karından korkuyorsun kendin olmaktan korkuyorsun. | Open Subtitles | أفهم بشكلٍ أفضل من أي أحد أنكَ خائف من والدك وخائف من زوجتك |
Anne, ben Kral değil, âşık olan her erkek gibi çaresiz, kararsız, sabırsız, umutlu, korkak bir adamım. | Open Subtitles | أن ,ما تريه أمامك ليس الملك وانما شخص مسكين قلق ومتلهف ومتفائل وخائف كأى رجل وقع فى الحب. |
korkmuş ve masum bir adam kovalanıyor. Bu konuda bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | لأن هنالك رجل بريء وخائف تتم مطاردته، عليكم فعل شيء بشأن ذلك |
Şey, hala biraz yumuşaksın ve korkmuşsun. | Open Subtitles | مازلت ناعماً وخائف |
Kaygılıyım ve korkuyorum. | Open Subtitles | ومع أمراضي الأخرى، أنا قلق وخائف |
Senin gibi biri, zamanının dışında, yalnız ve korkmuş. | Open Subtitles | رجل مثلك ، بعيداً عن زمنه وحيد وخائف |
Sinirli ve korkmuş durumdaydım ve hıncımı senden çıkardım. | Open Subtitles | كنت منزعج وخائف وضميري يانبني على هذا |
Tek başına ve korkmuş. Onu da yanımızda götürelim. | Open Subtitles | إنه وحيد وخائف ، فلنأخذهُ معنا |
Popülerliğini yitirip aptallaşmış biri. Ve Londra'daki önemli işi için korkuyor ve kafası karışmış. | Open Subtitles | وخائف ومحتار حيال وظيفته الكبيرة في لندن |
İlk olarak,yalnız başına, ve korkuyor. | Open Subtitles | انه وحيد للمرة الاولى وخائف |
Hükümet görevlisi. korkuyor. | Open Subtitles | شخص من الحكومة، وخائف |
Korkudan ödün bokuna karışıyordu çünkü! Şimdi de korkuyorsun. İndir artık tüfeğini. | Open Subtitles | لأنّك كنت خائف جداً وخائف الآن، أخفض البندقية. |
Bağlanma fobin mi var? Aşktan mı korkuyorsun? | Open Subtitles | مصاب برهاب الإلتزام وخائف من الحب. |
Öyle ve şimdiye kadar aptal ve korkak olduğum için sana söyleyebileceğim bütün fırsatları teptim. | Open Subtitles | هو كذلك, وأنا فقدت كل الفرص لأخبارك إلى الآن لأني كنت غبي وخائف |
Sen korkak ve hiçbir şeyi olmayan yalnız birisin! | Open Subtitles | أنت رجل وحيد وخائف من لاشئ |
Daha anlamadığı bir dünyada, yalnız ve korkmuş bir durumda. | Open Subtitles | إنه وحيد وخائف في عالم لا يفهمه |
Hayatımın aşkı orada korkmuş ve yalnız kalmış haldeyken sen burada boş boş konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت تثرثر هنا عن لا شيء بينما حب حياتي هناك وحيد وخائف. |
Gerginsin ve korkmuşsun. | Open Subtitles | أنت متوتر وخائف |
Korkuyorum, Sharon. Yalnızım ve korkuyorum. | Open Subtitles | انا خائف شارن انا وحيد وخائف |