ويكيبيديا

    "ورفضت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • reddetti
        
    • reddettim
        
    • reddettin
        
    • hayır dedim
        
    • izin vermedi
        
    • reddediyorsun
        
    İnsanların doğayı kontrol etmesi gerektiği ve kontrol edebileceği inancını reddetti. TED ورفضت الاعتقاد السائد أنّ البشر يفترض بهم ويمكنهم أن يسيطروا على الطبيعة.
    Sonunda ayrılık vakti geldiğinde hüzne boğulup elimi tutmayı reddetti. Open Subtitles فى النهاية، عندما حان الوقت لأقول لها : وداعا كانت مكتئبة للغاية ورفضت مصافحتى
    Bayan Horne çok yaramazlık yaptı! İlacını almayı reddetti! Open Subtitles كانت الآنسة "هورن" مشاغبة للغاية ورفضت تناول دواءها.
    Ben de iki yaşındaki bir çocuk gibi davranarak çalışmayı reddettim. TED ولذلك كنت أتصرف كطفلة في الثانية ورفضت العمل
    TV röportajlarını reddettim ve ikimizin birlikte fotoğrafını isteyen her talebi de geri çevirdim. TED امتنعت عن المقابلات التلفازية، ورفضت كل طلب لصورنا معا.
    Kayda geçmesi için söylüyorum, kendi iradenle buradasın ve kanuni temsili reddettin. Open Subtitles الآن، أريد أن أقول للسجل أنّك هنا بإرادتك ورفضت التمثيل القانوني
    Hayır yoktu. Sordun ama ben hayır dedim. Open Subtitles كلاّ , لم نكن فقد طلبت مني ورفضت
    Liseden mezun olduğumda bir tane vermek istedi ama 11 yaşında olduğum için annem izin vermedi. Open Subtitles لقد حاول أن يعطيني واحدة من أجل تخرجي من الثانوية، ولكنني كنت بالحادية عشر ورفضت أمي.
    O seni terk etti, evlilik teklifini reddetti. Open Subtitles هذه الفتاة تخلّت عنك ورفضت طلبك للزواج
    Ama kefaretini ödedi ve Brandi dava açmayı reddetti. Open Subtitles - نعم- ولكنه خرج بكفالة ورفضت براندي رفع قضية
    Ona çıkma teklif ettim, oda reddetti ki bu hayli şüphe uyandırıcı. Open Subtitles {\pos(192,215)} طلبتُ منها الخروج معي ورفضت طلبي والذي أجده أمراً مريباً جداً.
    Anneni aradım. Gelip seni almayı reddetti. Open Subtitles لقد اتصلتُ بأمّك، ورفضت القدوم وإخراجك.
    Sizi yine reddetti. Open Subtitles ولكنك لم تفعل ذلك. ورفضت لك مرة أخرى.
    Teklif etti ve Harriet'te reddetti. Open Subtitles طلب يدها ورفضت.
    Banyodayken beni evine davet etti; reddettim. Open Subtitles ،عندما كنا في الحمام دعتني لمنزلها ورفضت
    Bu akşam bir iş teklifini reddettim. Hem de arabamdan aradılar ben olmaz dedim. Open Subtitles رفضت عرض عمل الليلة اتصلت بهم من السيارة ورفضت
    Bu tamamen saçmalıktı. Ben de cezamı kabullenmeyi reddettim. TED كل هذا كان هراء ، ورفضت قبول هذا العقاب .
    Ben senin evine geldim, ve sen benim evime geldin, sadece içeriye girmeyi reddettin. Open Subtitles لقد كنت في بيتك , وأنتِ قدتي السيارة بالقرب من بيتي ورفضت للتو الدخول
    Bu insanlara para harcayıp kendi babanı mı reddettin? Open Subtitles أعطيت المال لهؤلاء الناس ورفضت أبّاك ؟
    Korkunç bir herif. Ben de hayır dedim. Open Subtitles لقد كان رجل مخيف ورفضت إعطاءه الرقم
    Anahtarlarımı istedi, hayır dedim. Bana yumruk attı ve arabayla gitti. Open Subtitles لقد طلبت منّي مفاتيحي، ورفضت ذلك ..
    1940 baharında, Potts ailesi İngiltere'ye dönmeye karar verdiğinde Manş Adaları yetkilileri, İçişleri Bakanlığı yönergeleri doğrultusunda Therese'nin onlarla gitmesine izin vermedi. Open Subtitles في ربيع 1940 عندما قرّرت عائلة "بوتس" العودة إلى إنجلترا سلطات جزر القناة البريطانية إتبعت تعليمات وزارة الداخلية ورفضت ترك "تيريز" تذهب معهم
    Üstüne kalkıp bana hatta müşteriye bile sormadan teklifi reddediyorsun. Open Subtitles ورفضت بدون ان تسأل الموكل حتى بدون ان تسألني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد